Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
184 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Kitabın arka kapağında şu cümleye rastlıyoruz ilk olarak: "Brezilya edebiyatının klasiklerinden, Şeker Portakalı, Jose Mauro de Vascincelos'un başyapıtı kabul edilir." Bundan fazlası olduğunu okuyanlar çok iyi bilirler. Zezé, küçük bir çocuk. Henüz 5 yaşında. Yoksulluk denen illet ile çok erken tanışmış. Ne yazık ki yalnız değil bu dünyada. Yaramaz mı yaramaz, tüm çocuklar gibi. Çocukların bilmemesi gereken şeyleri öğreniyor. Yoksulluğu, açlığı ve bir kenara atılmışlığı. Sonra bir gün, her çocuğun ihtiyacı olan duyguya denk geliyor hemde hiç ummadığı bir yerde. Şevkat ve sevgiyi tadıyor. Eğer ki bir çocuğa kötü davranirsan ondan bu sözleri duyarsın: "Annem çok iyi kalpli; bana vururken üzülüyor ve hep yavaş vuruyor." Eğer ki bir çocuğa sevgi gösterirsen, "Bugün çocuklara misketler ve kartlar dağıtmaya çalışan benim, çünkü şevkat olmayınca hayatın pek değeri kalmıyor..." Keyifli okumalar, tabi ki böyle birşey mümkünse...
Şeker Portakalı
Şeker PortakalıJosé Mauro de Vasconcelos · Can Yayınları · 2022230,9bin okunma
Hayatı boyunca sevgi açlığı çekmişti. Sevgiye hasretti. Varoluşunun temel talebiydi sevgi. Ama hiç sevgi görmemiş ve zaman içinde katılaşmıştı. Sevgiye ihtiyaç duyduğunu fark etmemişti bile. Şimdi de bilmiyordu bunu. Sadece sevginin nasıl ifade edildiğini görmüş, yüreği hoplamış ve ne kadar güzel, yüce ve muhteşem bir şey olduğunu düşünmüştü. 
Sayfa 18 - Türkiye İş BankasıKitabı okudu
Reklam
Hayatı boyunca sevgi açlığı çekmişti. Sevgiye hasretti. Varoluşunun temel talebiydi sevgi. Ama hiç sevgi görmemiş ve zaman içinde katılaşmıştı. Sevgiye ihtiyaç duyduğunu fark etmemişti bile. Şimdi de bilmiyordu bunu. Sadece sevginin nasıl ifade edildiğini görmüş, yüreği hoplamış ve ne kadar güzel, yüce ve muhteşem bir şey olduğunu düşünmüştü.
Hayatı boyunca sevgi açlığı çekmişti. Sevgiye hasretti. Varoluşunun temel talebiydi sevgi. Ama hiç sevgi görmemiş ve zaman içinde katılaşmıştı. Sevgiye ihtiyaç duyduğunu fark etmemişti bile. Şimdi de bilmiyordu bunu. Sadece sevginin nasıl ifade edildiğini görmüş, yüreği hoplamış ve ne kadar güzel, yüce ve muhteşem bir şey olduğunu düşünmüştü.
Tüm hayatı boyunca sevgi açlığı çekmiş ve tüm benliği sevginin özlemiyle yanıp tutuşmuştu. Varlığının en yaşamsal arzusu olmuştu bu, ama hep onsuz yaşadığı için zaman içinde katılaşmış ve sevgiye ihtiyacı olduğunun farkında bile olmamıştı. Şimdi de olduğu söylenemezdi. Sadece onun nelere kadir olduğunu görmüş, ondan büyük bir heyecan duymuş ve onun güzel, yüce ve görkemli bir duygu olduğuna inanmıştı.
Okumayı ve hayatın aslını yaşamaya karşı, doymaz bir açlığı olan Sabahattin Ali, kısacık ömrüne bu yüzden üç ömürlük bilgi, deneyim, kültür, sevgi ve sanat ürünü sığdırabilmişti belki de
Reklam
Bertrand Russell
"Üç tutku yönlendirdi hayatımı: Sevgi açlığı, bilgi arayışı ve başkalarının acılarına yönelik dayanılmaz bir merhamet. Aşk ve bilgi göklere yükseltti ama merhamet her seferinde çekip yere indirdi beni."
Hayatı boyunca sevgi açlığı çekmişti. Sevgiye hasretti. Varoluşunun temel talebiydi sevgi. Ama hiç sevgi görmemiş ve zaman içinde katılaşmıştı. Sevgiye ihtiyaç duyduğunu fark etmemişti bile. Şimdi de bilmiyordu bunu. Sadece sevginin nasıl ifade edildiğini görmüş, yüreği hoplamış ve ne kadar güzel, yüce ve muhteşem bir şey olduğunu düşünmüştü.
528 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7488 günde okudu
Eylül Romanının Realizm Bağlamında Değerlendirilmesi
Mehmet Rauf’un Eylül adlı romanı da tıpkı aşk-ı memnu gibi yasak aşk temasını realist düzlemde işleyen psikolojik bir romandır. Rauf bu romanı yazarken Aşk-ı Memnu etkisinde kaldığını söyler. Karakterlerimiz de birbirilerine benzer. Lakin aşk-ı memnu hayattandır. Eylül ruhsal çalkantılardan ibaret kalmış ve hayati değildir. Eylül romanındaki aşık
Eylül
EylülMehmet Rauf · Akçağ Yayınları · 201039,8bin okunma
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.