[Eski Sevgi]
Üzerimizde bir yerlerde güneş duruyordu. Tanıdığımız tek şey. Ama ikimiz de bunu düşünmüyorduk. Gene bir biçimde yaz mevsiminin erken sıcaklığını hissediyorduk. Yumuşaktı. Acımızı da. Üzerinden korkunç bir trafiğin geçtiği otoyolun kenarındaki bu bankta yan yana oturmamız onun ve dolayısıyla benim de acımı hafifletiyordu. Benimki asla onunki kadar büyük olamazdı. Trafik bizi tedirgin etmiyordu. Gündelik yaşamla bir ilişkimiz yoktu, yarım metre uzağımızda önümüzden akan yaşamla da. Çok gürültü vardı, anlamsız bir canlılık ve egzoz kokuları. Havel şosesi yakınındaki otoyol üzerinde pazar yaşamı. Biz öylece bankın üzerinde oturuyorduk. Herhangi bir kentte. Var olmanın herhangi bir zamanında. Tanıdığımız tek güneş ısıtıyordu. Ben geçmişimi unutmuş, ne geri dönmek ne de ileriye gitmek isteyen bir insan olarak oturuyordum. Sessizdi her şey. Pazar trafiğine karşın. O bize ulaşmıyordu. Gölgeleri asfaltın öteki yanına düşen bu ağaçlar hangi dünyaya aitti?
Sayfa 116Kitabı okudu
"Sevgi nedir?" diye sordum. Beni kendine doğru çekti ve o güne dek atışlarını hiç fark etmediğim kalbimi işaret ederek "Burada" dedi. Sözleri kafamı çok karıştırmıştı çünkü o güne kadar ellerimle dokunmadığım hiçbir şeyi anlayamıyordum. Elindeki menekşeleri kokladım ve yarım yamalak sözcüklerle ve işaretlerle, "Sevgi çiçeklerin tadı gibi midir?" anlamına gelebilecek bir soru sordum. "Hayır" dedi öğretmenim. Biraz daha düşündüm. Güneş üstümüzden ısıtıyordu bizi. "Sevgi bu değil mi?" diye sordum, bize sıcaklığını gönderen güneşe doğru elimi uzatıp "Sevgi bu değil mi?" Sıcaklığıyla her şeyi büyüten güneşten daha güzel bir şey olamazmış gibi görünüyordu bana. Fakat Bayan Sullivan başını salladı. Öğretmenimin sevgiyi gösterememesi bana tuhaf geliyordu. Güneş bütün gün bulutların ardındaydı ve birkaç kez yağmur boşalmıştı. Fakat aniden güneş güneye özgü ışığıyla aydınlatmıştı her yeri. Tekrar sordum öğretmenime: "Bu sevgi değil mi?" "Sevgi güneş ortaya çıkmadan önce gökyüzünde duran bulutlar gibidir." diye cevapladı. "Bulutlara dokunamazsın, biliyorsun; ama yağmuru hissedebilirsin, çiçeklerin sıcak bir günün ardından bu yağmurla nasıl da mutlu olduklarını görebilirsin. Sevgiye de dokunamazsın ama her şeyin üstüne kondurduğu o tadı hissedersin. Sevgi olmadan mutlu olamazsın, otun bile oynamak istemezsin." Aklım gerçeğin bu güzelliğiyle doldu. Benim ruhumla başkalarının ruhları arasında görünmez çizgiler olduğunu hissedebiliyordum artık.
Reklam
Sevgi bizi ısıtıyordu. Bir şekilde insan insana iyi geliyordu.
Sayfa 165Kitabı okudu
Sevgi bizi ısıtıyordu. Bir şekilde insan insana iyi geliyordu, herkesin birbirine çok ihtiyacı vardı.
Sayfa 165Kitabı okudu
Sevgi bizi ısıtıyordu. Bir şekilde insan insana iyi geliyordu...
Sayfa 165Kitabı okudu
"Sevgi bizi ısıtıyordu. Bir şekilde insan insana iyi geli­yordu, herkesin birbirine çok ihtiyacı vardı."
Sayfa 165
Reklam
22 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.