Eğer Olsaydı #okudumbitti
#EğerOlsaydı , çocukların dünyayı algılayışını derinlemesine keşfeden, duygu ve düşüncelerini renkli bir şekilde ifade etmelerine olanak sağlayan büyüleyici bir kitap. Yazarı, çocukların merak dolu zihinlerine hitap ederken, onları farklı duygu ve deneyimler üzerinde düşünmeye teşvik ediyor.
Kitabın en büyüleyici yanı, basit ama derinlikli sorularla dolu olması. Örneğin, “Sevgi neye benzer?” veya “Nefretin kokusu nasıldır?” gibi sorular, çocukların duygularını tanımlamak ve ifade etmek için düşünmelerini sağlıyor. Bu, onların duygusal zekalarını geliştirmelerine ve empati kurmalarına yardımcı oluyor.
Metinlerin yanı sıra, kitapta yer alan renkli ve canlı illüstrasyonlar da okuyucuların hayal güçlerini harekete geçiriyor ve soruları daha iyi anlamalarına yardımcı oluyor. Her bir sayfa, çocukların duygusal dünyasını keşfetmeleri için bir macera sunuyor.
Eser, çocukların duygularını anlamalarına, ifade etmelerine ve başkalarının duygularını anlamalarına yardımcı olan etkileyici bir kitap. Bu kitap, hem eğlenceli hem de eğitici bir okuma deneyimi sunuyor ve her yaş grubundaki çocukların ilgisini çekecek kadar çok yönlü.
Sonsuz tavsiye ederim!
#kitapkolikkafasiçocukkitabıyorumu #narçocuk @gencnar @nar.cocuk
Eğer OlsaydıLorca Sbeity · Nar Çocuk Yayınları · 20241 okunma
“Kralcıllığa hakkını verelim: Birçok konuda hizmet verdi. Geleneği, ibadeti, dini, saygıyı geri getirdi. Sadık, yürekli, şövalye ruhlu, sevgi dolu, fedakardır. Devrimi, imparatorluğu, zaferi, özgürlüğü, yeni fikirleri, genç kuşakları, yüzyılı anlamayarak hata ediyor. Ama onun bize karşı yaptığı bu hatayı bazen biz de ona karşı yapmadık mı? Mirasçıları olduğumuz devrim herkesi kapsayacak bir anlayışa sahip olmalı. Ne büyük bir hata ve ne büyük bir düşüncesizlik! Devrimci Fransa, tarihin Fransa’sına yani annesine, yani kendisine saygısızlık ediyor. Onlar kartala adil davranmadılar, biz de zambağa adil davranmıyoruz. Demek ki her zaman yasaklanacak bir şeyler olması isteniyor! Onlar bizim mirasımız. Onları önemsememek neye yarar? Geçmişte de günümüzde de vatanı inkar etmemek gerekir. Neden tüm tarihi sahiplenmiyoruz? Neden tüm Fransa’yı sahiplenmiyoruz?”
Baba sevgisine doymuş, babasıyla sevgi dolu ve duygusal açıdan doyurucu bir ilişkisi olan kız çocuklarının kendileriyle barışık birer kadına dönüştükleri sıkça söylenir. Hayatlarındaki ilk erkek tarafından takdir edilmek ve kabul görmek, dışarıda bekleyen o koskoca dünyaya doğru ilk adımı güvenle atmayı; bir kadın ve karmaşık bir insanoğlu olmaktan çekinmeden yürümeyi sağlar.
“Hayatta en önemli olan şeylerin sevgi, minnettarlık ve bağışlama olduğunu düşündüğümü söylemek istiyorum. Sevgi, çünkü sevgi olmadan hayat nedir ki? Minnettarlık, çünkü annem bana her zaman minnet dolu olmamı öğretti. Ve teşekkür ederim dediğinde bu karşımdakini de mutlu eder. Ve bağışlama, çünkü hayat öfkeli olmak için çok kısa ve göz kamaştırıcı.”
Sevdanın hüznü sarar kalbimi,
Sevgi rüzgarı savurur saçlarımı.
Bunalımın karanlığı çöker etrafıma,
Tutunamam hayata içimde bir yara.
Gönlümde sevda çiçekleri solmuş,
Rengarenk yapraklar düşmüş toprağa.
Sevginin izleri kalmış yüreğimde,
Ama tükenmişlik sarar her yanıma.
Gökyüzünde bulutlar ağlar sevda gözyaşı,
Kalbimde fırtınalar kopar görmüyor kimsesi.
Bunalımın girdabında kaybolmuşum,
Umutsuzluğun esaretinde sürükleniyorum.
Sevgiyle yoğrulmuş yılların ardında,
Gizli bir bunalımın pençesindeyim.
Tükenmişlik sendromu sarar beni,
Adeta bir yorgunluk hayata küskünlük.
Sevda, sevgi ve bunalımın içinde kaybolmuşum,
Gönlümde umutsuzluk çiçekleri solmuş.
Tükenmişlik sendromuyla savaşırken,
Kalbimde bir çığlık ruhumda bir yangın.
Belki de sevgiyle dolu yeni bir gün doğacak,
Bunalımın karanlığına veda edeceğim.
Tükenmişlik sendromunu geride bırakıp,
Sevda dolu bir kalple yeniden doğacağım.
• Mâhrez
senin güneşinin beni tanıyan, sevgi dolu gözleri var mı?
Yıldızların benim uzanan ellerimi yakalıyorlar mı?
O sevecen dokunuşu ve okşayan sözcüğü yeniden verebiliyorlar mı?
Sen misin onları renklerle ve hafiften çizgilerle süsleyen
- ya da gece miydi senin süslemelerine daha yüce?
Çoğu zaman mesele Tanrı’nın ne olduğu değil, bizim onda ne gördüğümüzdür. Sevgi dolu olanlar merhameti görür, zalim olanlar şiddeti. Zeki olanlar aklı görür, aptal olanlar kör inancı; alimler bilimi görür, cahiller mucizeyi.
"İnsan güzel olacak, diyordu Dursun Dede .İnsan her gün biraz daha sevgi dolu, biraz daha
mutlu, biraz daha zulme karşı, kötülüklere karşı
bilenerek doğacak, çünkü onu sevgi yarattı."
José Mauro de Vasconcelos 'un başyapıtı kabul edilir. Yetişkinler dünyasının sınırlamalarına hayal gücüyle meydan okuyan Zezé'nin yoksulluk, acı ve ümit dolu hikâyesi yazarın çocukluğundan derin izler taşır.
Beş yaşındaki Zeze hemen her şeyi tek başına öğrenir.Çok zeki ama bir yandan da yaramaz bir
"Sana... Aradığını bulman dileğiyle" cümlesiyle başlıyor kitap. Bu o kadar kıymetli bir kitaba giriş/ithaf/teşekkür cümlesi ki. Gerçekten yazara bunun için ayrıca çok müteşekkirim. Yetişkin kitaplarında bir dereceye kadar ebeveynlere/aileye ithafları ve methiyeleri anlıyorum lakin çocuk kitaplarında bunu hiç kabul edemiyorum. Bu en temel hak olan sevgi dolu bir anne baba sahibi olma her çocuğa bahşedilmemiş, bahşedilmeyen bir şey ne yazık ki. Bundan muzdarip bir çocuğun eline heyecan ve merakla almış olduğu bir kitabın daha ilk sayfasında yazarın kalbinin güzelliğini belirttiği annesine/babasına/ ikisine de ithaf içeren cümlesiyle karşılaşması üzücü. Çok üzücü....
Bu giriş cümlesiyle kitaba başlamak yüzümde kocaman bir gülümseme ve içimde sonunda ferahlığı oluşturdu. Herkese ve herkesin o an içinde olduğu ana göre vurgusu değişen, yaşamın en acı tecrübelerinden biri olan yas üzerine nahif, bilgece, ışık dolu bir hikâye. En sevdiğim çocuk kitapları arasında ilk sıralarda yer aldı.
En iyi değilim,en kötü de.En cömert değilim, en cimri de. En kibirli değilim, en mütevazı da. Hiç kimseyi kandırmamış değilim, herkesi aldatmış da. Kimseyi yarı yolda bırakmamış değilim, herkesi satmış da. Hep iyiliğimden kaybetmiş değilim, kötülük yapa yapa kazanmış da. Çok başarılı olduğum günlerde oldu, dibe vurduğumda. Sevgi dolu değilim, nefret dolu da. Barışçıyım, birazda savaşçı. Biraz güçlüyüm, biraz zayıf. Biraz iyiyim, biraz kötü.
İyi ? Kötü ? İnsanım !!!