Shakespeare <33
Since I left you, mine eye is in my mind, And that which governs me to go about Doth part his function, and is partly blind, Seems seeing, but effectively is out; For it no form delivers to the heart Of bird, of flow’r, or shape which it doth latch. Of his quick objects hath the mind no part, Nor his own vision holds what it doth catch; For if it
Sayfa 113
Tek başına sevgi hiçbir zaman yetmiyor.
Reklam
Bilmelisin ki... Duvarda asılı diplomalar insanı insan yapmaya yetmez. Bilmelisin ki... Aile hep insanın yanında olmuyor. Akraban olmayan insanlardan ilgi, sevgi ve güveni öğrenebiliyorsun. Aile her zaman biyolojik değildir. Bilmelisin ki... Ne kadar yakın olurlarsa olsunlar, en iyi arkadaşlar da ara sıra üzebilirler. Onları affetmek gerekir. Bilmelisin ki... Bazen başkalarını affetmek yetmiyor. İnsanın kendisini de affedebilmesi gerekiyor. Bilmelisin ki... Yüreğin ne kadar kan ağlarsa ağlasın, dünya senin için dönmesini durdurmuyor.
Bu göz, gönlüme hiçbir gerçek iz göstermiyor, Ne kendi gördüğü kuş, ne çiçek, ne bir varlık; Türlü görüntülerden akla hiç pay vermiyor, Ama bir iz tutmaya gücü yetmiyor artık. Görse bile en kaba ya da en ince yüzü, En çarpık yaratığı, en çok sevgi vereni, Dağları ve denizi, geceyi ve gündüzü, Kargayı ve kumruyu, hepsinde bulur seni.
Sayfa 113Kitabı okudu
248 syf.
10/10 puan verdi
·
37 günde okudu
Video: youtu.be/TnQ1GNq2Ccw Solak Defterler. Solak Defterler, 247 sayfalık bir şiir kitabıdır. Murathan Mungan'dan okuduğum 26. kitap. Kitapta; ağaç, aşk, at, bahar, çiçek, çocuk, çöl, doğa, dün, gül, hüzün, kelebek, kuş, özlem, sevgi, sözcük, şiir, yalnızlık ve zaman gibi temalarda harika şiirler yer alıyor. Mungan'ın
Solak Defterler
Solak DefterlerMurathan Mungan · Metis Yayıncılık · 2016417 okunma
Sevgi de yetmiyor
"Ama yeryüzünde hiç kimse kendisini böyle bir aşkla sevmemişti."
Reklam
Boş yere yorulma gönül Sevgi yetmiyor yetmiyor… youtu.be/OLgG4nrVM8k?si=...
Bazen gitmek gerekir, uzaklaşmak gerekir çünkü bazen sevgi yetmiyor.
“Sevgi de yetmiyor. Çok eskiden rastlaşacaktık." Türkân Şoray
Sevgi de yetmiyormuş, çok eskiden rastlaşacaktık.
Onunla denk geldiğimizde her şey için çok geçti. Yaşanacak her şey yaşanmış. Bitmemesi temenni edilen tüm duygular bitmiş, güven duygusu başka başka insanlarda ziyan olmuştu. Renk renk çiçekler yapraklarını dökmüş, ılık bir sonbahar havası hâkimdi. Aynı hisleri, aynı duyguları paylaşan, ama birbirine geç kalan iki insandık. Ona bakarken kendimi görüyordum. Belki de o sebepten onu bu denli seviyordum. Uzaklara, çok uzaklara gitme isteği uyandırıyordu bende. Yüzü güldüğünde ise çocuklaşıyordum. Elini tutup götürmek istiyordum onu. Caddelerde koşmak, salıncakta sallanmak, şarkılar söylemek, şiirler okumak, yemekler yapmak, dizinde uyumak istiyordum elini hiç bırakmadan... Kalp ritimlerim değişiyordu onunla bu hayalleri kurarken bile. Elimi tutsa... Elimi sıkıca tutsa, benimle gelse delirirdim sanırım, mutluluktan... Ama dedim ya, sevmek, birbirini tamamlamak yetmiyor bazen. Ona bakarken asla biz olamayacağımız aklımın hep bir köşesinde yer etmişti. Bir gün elimi sıkıca tuttu. Gözlerimin içine baktı. Yuva gibi, baba gibi, dağ gibi, deli bir âşık gibi baktı. Avcumun içinden öptü ve dilinden şu cümleler döküldü; İzzet Günay'ın Türkan Şoray'a dediği gibi… Sevgi de yetmiyormuş, çok eskiden rastlaşacaktık. Eliza Pr Mia
Reklam
Sevgi hiçbir şeye yetmiyor. Sevgi hiçbir şeyi değiştirmiyor..
Şöyle ki, ikimizi de önemsiyor ve muhtemelen seviyordu. Fakat ne annesi ne de ben onu anlıyorduk. Bu bizim hayatımızın yenilgisiydi. Sevgi için birbirini “anlamaya” gerek yoktur mu diyorsun? Yanılıyorsun güzelim. Ben de uzun zaman böyle söyledim, bunu bir şikâyet olarak dünyaya haykırdım. Sevgi vardır ya da yoktur; neyi “anlamak” gerekiyor ki? Arkasında bilinçli bir maksat olan duygunun değeri nedir? Eh, bu işlerin böyle olmadığını, her şeyi "anlamak" gerektiğini insan yaşlanınca görüyor. Her şeyi öğrenmek zorundayız, sevgiyi bile. Evet, sen kafa sallayıp gülümsesen de bu böyle. İnsanız ve her şeyi aklımız yoluyla yaşıyoruz. Duygularımız ve heyecanlarımız bile akıl vasıtasıyla dayanılır ya da dayanılmaz oluyor. Sadece sevmek yetmiyor.
Sabahattin Ali'nin, eşi Aliye Hanım'a yazdığı mektup
“Benim Sevgili Aliye’m, Mektubunu aldım. “Ben fena kız değilim, senin meyus olmayıp saadetin için hayatımı şimdi fedaya hazırım!” diyorsun. Aliye, bana böyle şeyler yazma… Sonra ben sana deli gibi âşık olurum. Senin ne iyi kız olduğunu biliyorum. Muhakkak ki hayatımda yaptığım ve yapabileceğim en iyi iş seninle hayatımı birleştirmek oldu. Bundan
Maalesef sevgi dolu anılar bu vahşi dünyada yaşamı sürdürmeye yetmiyor.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.