Çin Lokantası
‘beni sevmene asla izin vermeyeceğim’
diye yazmıştın kapımdaki not defterime
kendi kapımı çalmak zorunda kalmıştım
içerde olmadığımı bile bile
gövdeni hatırlıyorum ansızın bu kış ormanında işte
"Belirsizlik yorar. Ya olsun ya da olmasın ama lütfen oluyormuş gibi olmasın." diye bir söz var ya. İşte ben aylardır bu sözü beynimin en acılı yerine yerleştirmiştim. Bir geliyor bir gidiyor çok özlüyorum çok üzülüyorum, sonra oturdum dedimki tamam sen onun yanında olmasını, hayatında, hayallerinde var olmasını istiyorsun. Geliyor mutlu oluyorsun, gidiyor kahroluyorsun. Ama yapma bunu kendine yokluğuna alış ve geldiğinde mutlu, gittiğinde mutsuz olma dedim. Buna da inandırdım kendimi. Hani bir yalana kendini inandırırsan o yalan gerçek olur ya. Hah işte o hesap bende bu şey yalan bile olsa gerçek kıl dedim kendime. Ama farkettim ki ben seninle nefret ettiğim belirsizliklere, gidişlerine bile hazırım, razıyım. İşte sevgilim ben kendime ihanet ediyorum sana sadık kalarak...
"Devam et sormaya," dedi. Hiç öyle bir niyetim olmadığından "Yeterli," dedim. Sesim, bozulmuş olmanın etkisiyle oldukça sert çıktı ve o tek kaşını kaldırarak bana ciddiyetle baktı.
"Aklında tüm olumsuzluklarımla kalayım istiyorsun, değil mi?" diye sordu. “Başka bir sorgulama o yüzden yok. Devamını o
Hangi erkek vejetaryen bir kızla beraber olur ki? İçki sonrası o uykulu dönemi atlatmak için "Hadi sevgilim iskender yemeye gidelim" diyemeyeceği bir kızı kim ister? Evde oturup patates mi haşlayacaklar, kabak mı soyacaklar?
Neyse ya, yine kafam dağıldı.
Çin Lokantası
"beni sevmene asla izin vermeyeceğim"
diye yazmıştın kapımdaki not defterime
kendi kapımı çalmak zorunda kalmıştım
içerde olmadığımı bile bile
gövdeni hatırlıyorum ansızın bu kış ormanında işte
uzun, büyük, parlak
siyah ve vahşi!
parçalayacak kadar siyah
ve onarabilecek kadar vahşi!
sanki
aşka hayattan daha fazla özen gösteren,