Ruh bedenden kilometrelerce öteye gidebilmesine rağmen Beden ağır kalarak dengeyi sağlamakla ustalığını sergiliyordu Her şeyde bir denge ve ahenk olması düzeni koruyan mekanizmanın kendisiydi Lakin;ruhun özgürleştirildiği anlar da yok değildi Olmak istediği yerde bir saniyeliğine bile kalması Kendisine verilen bir ödüldü aslında Hatta bu eylemi sorunsuz sergilemenin mükafatıyla sahip olduğu bedene tekrar dönmesi de mucizenin apaçık var olduğunu gösteren bir delildi Aklın ve ruhunla burada ol! Her zaman olmuyormuş işte anlıyoruz Bazen yaşayarak bazense yaşatarak Ruhun neredeyse sen de oradasındır aslında.. İnsanı bir et yığını olmaktan kurtaran sistemlerin en güzelinin ilk çivisini bir nefes serüveni başlattı Kudret sahibinin verdiği ülfet değerlerin en üstünüydü Her bir hücreye verilen kopya ile mananın sırrı şifrelendi Yaşama sadece mantık ile değil gizli manalarla bakma öğretildi Hakkı verilmeye çalışılsa da en mahrem güzellikler zamanla  hasletlerini yitirmeye başladı Özlem duydukça da bedendeki çürüme ve tahribat onarılmamak üzere Ta ki sevgiliye kavuşma anına kadar devam edecekti... 4/9/2023 Pınar PEKĞÖZ
Mutluluktan dem vuruyorum gene. Evet, lanet olası bir öz­lem duyuyorum mutluluğa.
Reklam
Gecenin şarapla karıştığı an Yeniden özlem duyulur eski bir sevgiliye Alır kavalı eline Tüm sesleri bastırır bir cerenin nabzı Unutulmuş anılar canlanır Gözlerin gazelinde
Sayfa 52 - Aram YayınlarıKitabı okuyor
Rainer Maria Rilke
Birinci Ağıt Kim duyar, ses etsem, beni melekler katından? Onlardan biri beni ansızın bassa bile bağrına, yiterim onun daha güçlü varlığında ben. Güzellik güç dayandığımız Ürkü'nün başlangıcından özge nedir ki; ona bizim böylesine tapınmamız, sessizce hor görüp bizi yok etmediğinden. Her melek ürkünçtür. Kendimi tutar bu yüzden, yutkunurum.
Eyy benim gülen yüzüm, bakmaya doyamadığım, yanında huzur bulduğum. Bu nasıl özlem, bu nasıl bir hasrettir ki sen olmayınca nefes alamıyorum............................................................................................. Allah'ım mucize olsun..sevgiliye kavuştur, ayrılmayalım birbirimizden.
272 syf.
·
Puan vermedi
 DAĞA ÇIKAN KURT     Dağa Çıkan Kurt öyküsü, Milli Mücadele yıllarının panoramasını gözler önüne sermektedir. Hikâyenin başlangıcında yazar, Fransız bir sanatçının şiirinin çıkmasını beklemektedir. Bunun etkisinde kalarak rüyaya dalmaktadır. Rüyasında, işlerin sarpa sardığı bir orman görür. Ormandaki hayvanlar arasında mücadeleler yaşandığını
Dağa Çıkan Kurt
Dağa Çıkan KurtHalide Edib Adıvar · Can Yayınları · 2021414 okunma
Reklam
Eğer aşka duyulan özlem gerçekten diğer yarımızı aramamızsa ve aşk diğer yarımızı bulduğumuz yanılgısıysa,, aşk sadece içimizdeki yokedilmeyen narsizmin sevgiliye yansıtılması değil midir?
Bir düğüm boğazımda. Sevmek, bir gelir bir gider. Sevmemekse sevginin araları neye yarar! Neye yarar bunca özlem, kavuşmak değilse kavuşmak! Yatmak değilse yatmak ve güzel değilse güzel! Neye yarar bu kuşku, kuşkuların ardında, bu üzüm gözlü köpek, seyrek tüylü ve hurda! Sevmek ve özlemek gerekiyordu, sokağa bakmak pencereden, sevgiliye sarılmak, sarılmadan. İp öylesine üzülmüş ki kopabilir. Kopsa deliye döner kişi, ağlar geeeli gündüzlü belki de. Koparmak ve ağlamak gerekiyordu. Yoksa boşlukta devinmekle bir, yoksa durmakla, olmamakla bir! Savaşmak gerekiyordu. Kalkmak kalkmadan, yürümek yürümeden, saldırmak vursun diye. Vurmak gerekiyordu, vurmamakla bir. Ölmek gerekiyordu. Ölmek de ölmek gibiyse neye yarar!
447 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
“Ben buradaki insanlar gibiyim, köksüz, tutunacak bir yeri olmayan bir insanım.” Öncelikle, bir kitabı okumadan önce bütün önyargılarımızdan sıyrılıp okursak daha çok verim alabileceğimiz ve yaşadığımız serüvenden daha çok keyif alabileceğimiz düşüncesindeyim. Düşüncelerimizin dışında cümlelerle ya da söylemlerle karşılaştığımızda zaman zaman
Dört Ev Hep Hasret
Dört Ev Hep HasretEşkol Nevo · Can Yayınları · 201322 okunma
272 syf.
9/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Aşk sevdiğine bakar, gerisini görmez...
Tarih sürecinde aşklar mı güzeldi, sevenler mi özeldi yoksa sevginin aşkın mı kıymeti biliniyordu bilinmez ama
İskender Pala
İskender Pala
Aşk Hikayesi
Aşk Hikayesi
kitabında sevginin, aşkın, özleme'nin, beklemenin, vefakar'lığın, sevdiği mutlu olsun diye vazgeçebilme'nin ve yatağını alınamayan sevgilinin sırf yanımda nefes alsın diye kıskançlık tohumu ile yapılan
Aşk Hikayesi
Aşk Hikayesiİskender Pala · Kapı Yayınları · 20231,550 okunma
Reklam
172 syf.
10/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Kitaptaki son tarihine göre 27 yıl ve Doğan Hoca ile Arzu Hanım ölene kadar da devam edecek olan harikulade bir gizli aşkı anlatıyor roman. Kim demiş aşkın ömrü 3 yıldır diye. Bu ömür boyu. Çünkü birbirlerini tüketecek, en çirkin yanlarını görecek kadar bir arada yaşamadılar ki. Hep özlem, hep özlem. Doğan Hoca'nın öğrencisi Arzu. Önce dükkana gelip giden sohbetiyle renk katan öğrenci, sonra acabalarla duyguların yoğunlaşmaya başladığı ama hocanın kendine bile itiraf edemediği hisler ve devamı. Yanlış evlilikler, musmutlu-heyecanlı gizli aşk. (Özenmesin kimse) Elinizden bırakamayacağınız sevgiliye sevgi dolu bir roman. KEYİFLİ OKUMALAR
Romantika
RomantikaTurgut Özakman · Bilgi Yayınevi · 20214,767 okunma
İçimde şaraplanmış bir özlem. Sanki görüşemediğim, koşulların bizlerin uzun süre ayrı yerlerde yaşamaya zorladığı bir sevgiliye geri dönüyordum. Ne yaparsın şimdi böyle biriyle?
Sayfa 90 - Güldünya Yayınları
Sevgiliye bir mektup yazdım. Özür ve özlem kusağıyla sardım. Bir beyaz güvercinin ayağına tutusturup pencereyi açık bıraktım. Yönünü ve yolunu bildiğini biliyorum ama yerine ulaşır mı bilmiyorum...
Sayfa 6 - Hayat kitapKitabı okuyor
Bense seni bekliyordum; bir yaşama, bir kente ve hepinize veda ederken en çok seninle kucaklaştığımda anlayacağımı biliyordum, geri dönüşsüz bir yolculuğa çıktığımı. Gözyaşlarımı bekliyordu, şimdi değildi sırası, biraz sonraydı. Oturduğum koltuktan, akıp giden görüntülerin uzaklığında yüzümün anlamlarının yitip gittiğini seziyordum. Sevgiliye duyulan özlem kadar büyüktü seninle vedalaşmaya duyduğum da. Gelmedin, bilmeliydim... Ben de gelemezdim. O günden sonra,bekler oldum, boşluğunu doldursun diye; "yazmadın."
Resim