Sonra biri girer hayatınıza, yağmurun ardından çıkan gökkuşağı gibi
Hayatında ilk kez sevgiyi, gerçek ve tutkulu sevgiyi tadıyordu. Bunu Güney'de, güneşli Santa Clara Vadisi'nde Yargıç Miller'ın evinde hiç hissetmemişti. Yargıcın oğullarıyla ava çıkması, dolaşması bir iş ortaklığıydı; yargıcın torunlarıyla ilişkisi gösterişli bir bekçilik ve yargıcın kendisiyle olan ilişkisi de resmi ve ağırbaşlı bir arkadaşlıktı. Ateş gibi yakan ve kavuran, tapınma derecesine varan delicesine bir sevginin doğması için John Thornton'un ortaya çıkması gerekmişti. (Bazı duygular, bazı insanları bekler)
Eski yunan ve Roma dinlerinin nesli tükendi onları artık teolojinin değil edebiyatın konusu Yunanlar dünyanın tepsi gibi düz ve dairesel olduğuna kendi ülkelerinin bu dairenin ortasına işgal ettiğine merkezde yer alan noktanınsa ya tanrıların mesken tuttuğu Olympos dağı ya da kehanetleriyle ünlü Delphoi olduğuna inanırlardı Yeryüzünün kuzey
Reklam
..ona göre kötü insan yoktu, sadece kötü talih, kötü tesadüfler, kötü olaylar vardı. Bazen kiminle konuştuğunu unutur, insanların özündeki iyiliğin, şefkat ve sevginin varlığından, erdeminden söz etmeye başlardı..
Yağmurun Şarkısı
Tanrıların göklerden attığı Gümüş iplerle beneklendim. Doğa sonra kırlarını ve vadilerini Süsleyeyim diye beni içine aldı. Ben güzel incilerim, Bahçeleri donatmak için Şafak'ın kızı tarafından İnanna'nın tacından koparıldım.
Yağmur dalgın bir efkar giyinir Ekim'de.Kumrular sokağında çekilmiş bir diş gibi kalırım; çekilmiş bir diş gibi, Diyarbakır'dan ... Ağrırım, bağırırım, aldırmaz: i lle de gökkuşağı giyinir gökyüzü her Ekim'de ... Uzağım, sağ elim yok. Unuttum elimi Diyarbakır'ın te­ninde; gözlerimi unuttum ... Yüreğim gökkuşağı giyinmiyor hiç bir mevsimde ... Kumrular sokağında efkarın adıyla bir akşamüstü: Gövdesine tutunur dal, dala tutunur serçe; telaşlıdır, o da kendince. Sonra aşklarda kül, camlarda perde; usulca harlanır sevişmeler de ... Kumrular sokağında andlara hep bol geldim, küfürlere dar. Dönüp baktım, ne göreyim yağmalamış gençliğimi yargıçlar! De­sene Sivas'ın kırık sazıyım, kendimin ayazıyım, kalbimde ölü ço­cuklar. .. Tufanlar ardımda ve buruşuk anılar; nedense hiç us­lanmamış bozgunlar..
Sayfa 20 - Doruk YayımcılıkKitabı okudu
Yağmur dalgın bir efkar giyinir Ekim'de.Kumrular sokağında çekilmiş bir diş gibi kalırım; çekilmiş bir diş gibi, Diyarbakır'dan ... Ağrırım, bağırırım, aldırmaz: ille de gökkuşağı giyinir gökyüzü her Ekim'de ... Uzağım, sağ elim yok. Unuttum elimi Diyarbakır'ın te­ninde; gözlerimi unuttum ... Yüreğim gökkuşağı giyinmiyor hiç bir mevsimde ... Kumrular sokağında efkarın adıyla bir akşamüstü: Gövdesine tutunur dal, dala tutunur serçe; telaşlıdır, o da kendince. Sonra aşklarda kül, camlarda perde; usulca harlanır sevişmeler de ...
Reklam
21 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.