"Aşk bizim en yüce değerlerimize cevaptır."
Ayn Rand/Yeni Entelektüel İçin/ Syf. 128-130 "İkisinin de aynı konu olduğu hiç aklınıza geldi mi? Paranın maddesel kaynaklardan geldiğini, zihinsel bir kökü ve anlamı olmadığını düşünen insanlar, aynı zamanda ve yine aynı sebeple, seksin de fiziksel bir kapasite olduğunu, zihinle, seçenekle ve değer sistemleriyle ilgili olmadığını
Gazze Risalesi
Gazze Risalesi
II Gazzeli Yusuf, oğlum, keder de aynı dili konuşuyor dünyanın her yerinde, umut da aynı dili konuşuyor, tıpkı nefretin ölümün dilini, sevginin hayatın dilini konuşması gibi,
Reklam
Anneler Gününe... ;)
Hayatta bazı şeyler mucizenin ta kendisidir!  Yaşayana kadar bilmezdim annelik olduğunu... 🥰  Ben büyürken annemin hep "anne olunca anlarsın." dediği her şeyi, belki daha fazlasını anladım. 🙃 Sevginin en katıksız, en kayıtsız şartsız, en masum, en içtenini, en riyasız, en rüya gibi olanını her şeyin en en en fazlasını hissettim.
Karşindayım Al işte ümüğüm eceliyle ellerinde Anlatacaklarimdaki boslukları çıkarımlı şüphelerle yaklasarak doldur istersen Beni aşkin cehenemine dilek tutmadan rahatlikla savurup yakada bilirsin Aslolan naif sevgimin üzerine asla romalı sefiller gibi yüzümü sana dönüp yalvarmayacağım Görüp bilmeden abartarak duyduklarınada inanmaya bilirsin dert değil... Ama ben ışığını katıksız bir tek senden alan ihanet sandıgın cikmazlarin sokak lambasının yâr.. Hasta bıraktığın karşılıksız sevime bu yüzden kıymaya hakkın yok..
"İnsan Ne İle Yaşar"
Yazar Lev Tolstoy'un İnsan ne ile yaşar kitabı inceleme yaptığım da oluşan olgu ve düşüncelerim; İnsanoğlu yaratıldığı günden beri neden-sonuç ilişkisini irdelemekte, aklının kavradıklarının ötesine bu ilişki ile ışık tutmaya çalışmaktadır. Antik çağ felsefecilerinden günümüzün postmodern düşünürlerine kadar, olan biten her şeyin nedeni anlaşılmaya çalışılmış, insanın diğer varlıklardan varoluşsal farklılıkları incelenmiş, anlam varoluşun nedenleri sorgulanarak aranmıştır. İnsan, kendisini kimin yarattığını, bunu neden yaptığını merak etmektedir. Kaçınılmaz sonun farkında olması bu merakını dizginlememekte, belki de “anlam arayışı” ile kendini bu sona hazırlamaktadır. Şeylerin özünün, gerçekliğin kendisinin araştırılması Aristoteles ile başlamış, “Allah” kavramı ilk olarak o zaman ortaya atılmıştır. Descartes, Allah'ın yaratma eyleminde mutlak bir biçimde özgür olduğunu beyan etmektedir. Tolstoy, İnsan Neyle Yaşar? eserinde insanın kendisi ve çevresiyle kurduğu etkileşimi ortaya koymakta, dinî inanışın önemini vurgulamakta, dinin temelinde “sevgi”nin yattığını iddia etmektedir. Tolstoy’a göre insan kendisini sevmekle Tanrı sevgisine ulaşacaktır. Allah'a ulaşmanın yolu bu saf ve katıksız “sevgi”dir.
Ayaküstü İstek
Varsa bir ardı Görünenin ve 6.5 miyopla Görebildiklerimin İşte ben şimdilerde Onları görmek isterim/Göster... Varsa bir hayrı Şu uçsuz evrende Bir noktacık varlığımın Geceleri uyutmayan Gündüzleri uyandırmayan sanrının Ve gel-git aklımın Bilmek isterim/Bildir... Varsa bir sırrı Çocuk kalbi mutluluğun Saf sevginin, katıksız coşkunun, Bitti dendiği yerde Gömleğime arkadan yapışan umudun Anlamak isterim/Anlat... Çünkü ben bir başıma Göremiyorum, bilemiyorum, anlayamıyorum...NB
Reklam
90 lar ve çocukluk
90 'Larda Çocuk Olmak . Sabah evden cıkıp akşama kadar eve girmeyen Saklambaç,yakan top,misket,taso oynayan Bisiklet tekerleklerine palet,boncuk takıp modifiye yapan Sevdiğimiz şarkıları kasetlere çeken Hafta sonları sabah erken uyanıp tusubasa,ninja kaplumbağa izleyen Televizyonda Teletex'ten maç sonuclarını takip eden :) Bayramlarda korkmadan,çekinmeden herkesin kapısına gidip şeker,para toplayan İçinde hasetlik,fesatlık olmayan Büyüğünü sayıp,Küçüğün seven Çocuklardık. Cep telefonu internet yoktu.. mahallede sevdiğimiz kişileri görmek için tur atar, evdeki telefonlarımızdan bi şekilde bulduğumuz telefonunu arar sesini duyar kapatırdık. sesini duymak bile yetiyordu hesap edin artık o yılları. görmek ise bambaşka bir duyguydu. radyoda istek yaptığımız parçalar eşliğinde müzik bitene kadar hayaller kurardık. teneffüslerin gelmesini dört gözle bekler zil çalar çalmaz kendimizi okulun bahçesine atardık. göremeyince anlardık ki bugün gelmemiş. çünkü daha ilk teneffüste birbirimizi görme yerimiz belliydi. işte biz sevginin en masum temiz ve saf olduğu dönemleri idrak ettik..şimdilerde ise gençlik bitmiş. iki günlük ten sevdalarına aşk adı vermiş, menfaati sevgi görmüşler...halbuki biz bir simiti katıksız yer halleyi ikiye bölerek paylaşırdık.. teknoloji geliştikçe ve zaman geçtikçe gerçek aşklar öldü ve sevgi kaybetti malesef.....
43 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.