Sabitlenmiş gönderi
İçimizdeki karanlıkları göze almazsak bütünlüğümüze asla ulaşmayız.
Sayfa 278
Sadeliğin üstünlüğünü, ayrıcalığını anlayabilmesi için otuz iki savaş çıkarması, ölümle bütün anlaşmalarını bozması, ün denilen pisliğe bir domuz gibi bulanması ve tam kırk yıl yitirmesi gerekmişti.
Sayfa 194
Ölümü umursadığı yoktu, ama yaşam çok şey demekti. O yüzden de idam hükmü verildiği andaki duygusu korku değil, özlem oldu.
Sayfa 138
Okur Takip Önerileri
“İnsanın oturduğu toprakların altında ölüleri yoksa, o adam o toprağın insanı değildir.”
Sayfa 24
“Mutluluk zor zanaat, özellikle de konu başkalarının mutluluğu olunca. İnsan eğer sorgulamaksızın kabullenmeye şartlandırılmamışsa, mutluluk, gerçekten çok daha zor bir uğraş.”
Sayfa 226
Yaşamın amacının, mutluluğun sürekli kılınması değil, bilincin yoğunlaştırılması ve arınması, bilginin zenginleştirilmesi olduğunu düşünmeye itebilirdi insanları.
Sayfa 181
Oblomov nihayet:
-Olga, dedi, niçin kendine eziyet ediyorsun? Beni seviyorsan benden ayrılma; beni olduğum gibi kabul et. İyi taraflarımı sev.
Sayfa 464
Seni dirilteceğimi sanmıştım. Benim için hayata bağlanırsın, diyordum. Ama sen çoktan ölmüşsün. Bu kadar aldanacağımı tahmin etmiyordum. Hep umuyor, bekliyordum… Şimdi ise…
Sayfa 462
Eğer insan hayata kayıtsızlaşırsa iyiyi seçebilme umudunu kaybetmiş olur. O zaman insan kalbi öylesine katılaşacaktır ki, “hayatı” sona ermiş olacaktır. Bu durum, bütün insan türünü ya da onun en güçlü mensuplarını kapsarsa, insanlığın hayatı tam da en büyük vaatlerde bulunduğu anda yok olup gidebilir.
Sayfa 181
Insan kendi eylemi için seçme özgürlüğü olduğu ölçüde sorumluluk üstlenir. Fakat sorumluluk ahlaki bir önermeden ve çoğu kez yetkililerin insanı cezalandırma arzusuna karşı akla uydurma girişiminden başka bir şey degildir. Kötülük tam da insanî olduğu için, gerileme ve insanlığımızın kaybı potansiyel olarak var olduğu için her birimizin içinde yer alır. Bunun ne kadar farkina varırsak, başkalarını yargılama hakkımız o kadar azalır.
Sayfa 180
Özgürlük, Spinoza’ya göre bize verilen bir şey değil, belirli sınırlar içinde içgörü ve çabayla edinebileceğimiz bir şeydir. Cesarete ve farkındalığa sahip olursak seçeneklerimiz olur. Özgürlüğe sahip olmak zordur. Çoğumuz bu yüzden ona sahip olamaz.
Sayfa 174