Yaşam da moccoletto gibidir, insan henüz onu bir nesilden diğerine aktarmanın yolunu bulamamıştır ve bu yol Tanrı’ya bağlıdır.
Ama yaşamı ortadan kaldırmanın binlerce yolunu keşfetmiştir, doğrusu bu ya bu ulvi işlem için şeytan ona biraz da olsa yardım etmiştir.
Memlekette yapacak çok işimiz var! Toplumumuz bugünkü yapısı ile %50 randıman veriyor, çünkü kadını üretimden çekmişiz, onu sadece çocuk doğuran, sökük diken, yemek pişiren yaratık haline koymuşuz.
Önemli deği!. Azınlıklar, bize yanmış yakılmış bir İzmir bırakmayı tasarlamışlar. Hem bu sahte vatandaşların hem de yangının hakkından nasıl olsa geleceğiz. Yanmış yakılmış İzmir’in yerine öylesine yepyeni ve görkemli bir İzmir yapacağız ki, düşmanlar hasetlerinden çatlayacaklar.
Bir şeyi çok fazla istemek iyi değildi, isteğin
fazlası, şansı kaçırabilirdi, insan bir şeyi tam ölçüsünde istemeli, Tanrı’yı, Tanrıları kızdırmamalıydı.
… padişah hazretlerine yakın olanlar ve Avrupa’daki olayları izleyen bazı aydınlar bu çöküşün nedenini araştırdılar. İlk saptadıkları şey şu oldu: “Avrupalılar devleti yönetenleri halkın temsilcisi sayarlar. Güçlerini ve yetkilerini halktan aldıklarını kabul ederler. Bizde ise padişah yetkilerini Allah’tan alır. Padişahlık Allah vergisidir. Yaptıklarından dolayı ancak ahirette Allah’a hesap verir. Adalet de Allah‘ın adaletidir.