Her yükselen bir gün düşer, inişler başlar zirveden
Ömrün mutlu günlerine niçin aldanır ki insan
Her şey değişir gök gibi, bir gün pırıl pırıl, bir gün bulutlu
Sen de öylesin işte, bugün güldürmüşse zaman, yarın ağlatır
Kime uzatmış ki bir şefkat eli bu dünya?
Kime ebedilik vermiş, kime yaramış sonsuzca?
Hedefini delip geçmezse kılıçla
Bu kitapla tanışmam birkaç gün öncesine dayanır. Nurdan Damla’nın daha önce çıkan “Aşka Adanmış Bir Ömür, Hazreti Hatice” kitabını bilsem de onu da henüz okumamıştım. Bu vesileyle her iki kitabı da edindim Önce hakkında daha önce hiç bilgim olmayan “Sabır ve Vefa Timsâli Hazreti Zeynep”ten başladım.
Elbette kitabı bir kritikçi veya eleştirmen
Hayatı çok sevdim ve onun güzelliği uğruna mücadeleye atıldım. Sizleri çok sevdim, insanlar; sevgime karşılık bulduğumda da dünyalar benim oldu. Beni yanlış anladığınız zamanlar kahroldum. Kime haksızlık ettiysem, bağışlasın beni; kimin hatırını hoş ettiysem, unutsun gitsin. Kimse hüzünle anmasın beni. Babacığım, anneciğim, kız kardeşlerim, sevgili Gusta’m, yoldaşlar, tüm sevdiklerim, son dileğim bu sizlerden. Gözyaşlarının kederin hüzünlü yıkıntılarını alıp götüreceğini umuyorsanız, bir süre ağlayın. Ama sakın ola, yerinmeyin. Sevinç uğruna yaşadım, sevinç uğruna ölüyorum; mezarımın üstüne bir hüzün meleği kondurursanız haksızlık edersiniz.
Her yükselen bir gün düşer, inişler başlar zirveden
Ömrün mutlu günlerine niçin aldanır ki insan
Her şey değişir gök gibi, bir gün pırıl pırıl, bir gün bulutlu
Sen de öylesin işte, bugün güldürmüşse zaman, yarın ağlatır
Kime uzatmış ki bir şefkat eli bu dünya?
Kime ebedilik vermiş, kime yaramış sonsuzca?
Hedefini delip geçmezse kılıçla
Bugün Huzursuzluğun Kitabı'ndan bir alıntı aklıma geldi:
"Hissetmek; ne renktir acaba?"
İşte bu kadar uzağım bir şeyler hissetmeye. Hissetmek neye benziyordu, içimizde neler dönüyordu o zaman geldiğinde? Her sevinç ve her hüzün bir süre sonra azalarak bitiyor (du sanırım). Benimkiler uzun zamandır hiç başlamadı. Belki bu durumdan bile