İnsan , keder ve sevinç zamanlarında kalbinin tahammülünden fazlasını diğer hassas bir kalple taksim etmek ister.
Rabbe adanan kullar asla mahzun olmazlar. Onlara keder yok, elem yok, üzüntü ve sıkıntı yoktur artık. Sadece sevinç ve sürur vardır. Çünkü onlar, en ince sıratlardan isyan etmeden yürümüşlerdir. Baki kalan bu kubbede onların hoş sedasıdır. Selam Meryem'e ve oğul İsa'ya...
Reklam
Bir acı geçtikten sonra duyduğumuz sevincin bir sevinç sonunda duyduğumuz kederden güçlü olması nedendir? Keder içinde bu kederin seni yoksun bıraktığı mutluluğu düşünürsün, oysa mutluluğun kucağında bu mutluluğun senden uzak tuttuğu acıları aklına bile getirmezsin de ondan; mutlu olmak senin için doğal bir şeydir de ondan.
Sayfa 144 - Can Yayınları, 2. Basım: 2000
Karanlığın Çağrısı Ya senden çok uzak olmalıydım Aramızda asilmaz engeller olması muhtemel Büyük dağlar,derin denizler olsun. Sana vermeyen güç yetmemeliydi Dikkatsizliğimin butun hincini uzaklıklara yukardaydım Dagda yanan bir çoban atesi gibi Gökte bir yıldız gibi Seni görmeli Seni yaşamalı ve senden çok uzaklarda olmalıydım Biliyorum güzelligin
İnsan, keder ve sevinç zamanlarında kalbinin dayandığından fazlasını başka duyarlı bir kalp ile paylaşmak ister..
Bütün kederleri ve sevinçleri paylaşalım Sana sevinç düşsün, bana keder Benim ellerimde kanlı diken yaraları Senin ellerinde kanlı güller
Sayfa 84 - Everest Yayınları, 29. Basım, NE MUTLU TÜRK ÜM DİYENE!Kitabı okuyor
Reklam
Çukur
Modern Kore edebiyatından Çukur! Biraz farklı kültürlerin edebiyatını tanımak hevesiyle önce Japon edebiyatına sardım. Haruki Murakami, Osamu Daza falan derken oradan Arap edebiyatına atladım. Necip Mahfuz, Nizâr Kabbani filan... Sıra geldi Kore edebiyatına. Aradığımı buldum mu, tartışılır. Adının hiç de önemli olmadığı bu çekik gözlü
İnsan, keder ve sevinç zamanlarında kalbinin katlanabileceğinden fazlasını diğer hassas bir kalple paylaşmak ister.
Parlak kravatlara, şık tayyörlere, rüzgârlı eşarplara nasıl bakıyor? Nasıl bakıyor gözleriniz, gözlerinize hiç baktınız mı? Ne var sizin gözlerinizde, elem mi, keder mi, çaresizlik mi, korku mu, sevinç mi, ümit mi, bezginlik mi? Kilitli bir kapı gibi mi yoksa? Şehir ışıklarına nasıl bakıyor gözleriniz? Bulutlara, doğan güne, akşam kızılına... Silahlara nasıl bakıyor gözleriniz? Üstünüze tutulan silahlara... Kelepçelere, hapishanelere, darağaçlarına... Sokak çocuklarına... "Hakkımı istiyorum," diye bağıran o ihtiyara... "Yalnız değilsin kızım" diye hapishaneye giden kızının ardından hıçkıran anaya... "Nerede benim kocam" diye soran yaşlı kadına... Sizi korkutan eski generallere nasıl bakıyor gözleriniz? Dünyaya, hayata, dostlara ve düşmanlara... Nasıl bakıyor sizin gözleriniz? Kilitli bir kapı gibi mi, hiç ışık sızdırmayan? Gözleriniz, bir aynada gözlerinize değdiğinde, nasıl bakıyor? Utançla m ı, ıstırapla mı, ko rkuyla mı? Sizin gözleriniz nasıl bakıyor, hiç merak ettiniz mi? Nasıl bakıyor o gözleriniz şu yaşadığınız hayata?
Karanlıkta Sabah Kuşları
Karanlıkta Sabah Kuşları
Kalp garip bir şey. Sıcak ve hareketli. Her şeye cevap veriyor. Etrafındaki her şeyle konuşuyor. Hafif bir ağrıyla söylüyor sözü­nü: sevinç ağrısı, keder ağrısı. .
Sayfa 34 - MetisKitabı okuyor
Reklam
Genelde bize keder veren bir nesnedeki bir özelliğin bize genelde aynı yoğunlukta sevinç veren başka bir nesneye benzediğini hayal edersek, bu başka nesneden de aynı şekilde nefret ederiz ve aynı zamanda onu severiz.
Sayfa 169 - KabalcıKitabı okuyor
Eğer bir şeyin zihnimize genelde sevinç ve keder veren başka bir nesneye benzer bir özellik taşıdığını hayal edersek, bu başka nesnedeki benzer özellikten dolayı o şeyi de severiz ya da ondan nefret ederiz; hatta bu benzerlik bizim yaşadığımız bu duyguların etkin nedeni olmasa bile.
Sayfa 169 - KabalcıKitabı okuyor
336 syf.
·
Not rated
*Sevmek kavuşmak değilmiş ama kavuşmamak da değil .* Herkese merhaba Bugün sizlere Sözcüklerin Dansı kitabı ile geldim. 46 yazar 46 öykü.. Her bir öykü de acı,mutluluk, üzüntü, sevinç, yaşanmışlıklar, özlem, keder vb. birçok duyguyu okuyorsunuz. Her bir öykü ile yeni dünyanın kapılarını açıyorsunuz. Her yazar kendi diliyle kendi bakış açısıyla sözcükleri dans ettirmişlerdir. Öykü okumayı seviyorsanız kitaba göz atabilirsiniz. #Alıntılar *İşte o gün öğrendim'Neden?' sorusu tek başına bir paragrafmış.* *Bir farenin kapanla dansı kadardır yaşamanın bedeli. Yorgun düştüğün an kapana kısılırsın.* *Ah be kızım bu insanlık nereye gidiyor? Herkes menfaat peşinde. Yalan ağızlardan değil gözlerinden okunuyor.* *İnsanı büyütüp derinleştiren şey acılar ve o acılarda bulduğu anlamlardı.*
Sözcüklerin Dansı
Sözcüklerin DansıKolektif · Kibele · 202315 okunma
“Çoğu dehşetin ne olduğunu unutmuş..Sevinç, keder ve sevgiyi de..Artık fazla bir şey hissettiklerini sanmıyorum.Çok uzun bir süreden beri böyle yaşıyorlar.”
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.