Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kimin üzerine düşsek, kimi kendimizden çok düşünsek, önemsesek hep değiştiler... Hiç gitme diyenler kendileri gitti. Benden başkasını sevme diyenler yüzümüze bakmaz oldu. Kolum kanadım dediklerimiz çaldı gökyüzümüzü. Ama ben inanıyorum ki birilerinin maviliğini çalanların gökyüzünde bir daha kuşlar uçmaz. Uçmasın da zaten...Velhasıl bir zamanlar çok sevdiğim ve bir gün gideceğini adım gibi bildiğim birinin yasını tutuyorum. Güvenmiştim, ne olursa olsun bir yol bulacağımıza inandım...Çünkü seviyor sandım...
Bir gün okulda oturuyorum.Köydeki kadınlar bazen benden sigara istemeye gelirlerdi.Bir kadın geldi.Üzerinde uzun gıcır gıcır göz kamaştıran bir kadife elbise vardı.Kadına dedim ki hayırdır çok şıksın. Gülümseyerek düğünümüz var dedi. Bende abisinin düğünü var sandım. Kimin ,abinin mi? diye sordum.Yok abimin değil ,benim kocamın düğünü deyince şaşırdım. Hani ben eğitimciyim ya. Böyle bir şeyi nasıl kabul ediyorsun?dedim. Kadın gözlerime şaşkın bir ifadeyle bakıp,niye öyle diyorsun hocam bak kocam bana bu yeni elbiseyi aldı beni çok seviyor dedi.
Reklam
Çok seviyorum demeliyim ki çok seviyorum desin...Bu bir itiraf değil mi ?
Sevmek ve sevilmek ihtiyacında olduğumdan, âşık olduğumu sandım. Başka deyimle, aptallık ettim. Deneyimli bir insan olarak o zamana kadar hep sormaktan kaçındığım bir soruyu sık sık sorarken yakalıyordum kendimi. “Beni seviyor musun?” sorusu takılıyordu dilime. Bilirsiniz, böyle durumlarda, “Ya sen?” diye yanıt vermek âdettir. “Evet,” diye yanıtlarsam bu soruyu, gerçek duygularımın ötesinde bağlamış oluyordum kendimi. “Hayır,” demeye kalkışırsam, artık sevilmeme tehlikesini göze alıyor ve bunun acısını çekiyordum. İçinde huzuru bulacağımı umduğum duygu ne denli tehlikeye düşerse, arkadaşımdan o duyguyu o denli çok bekliyordum. Böylece, gittikçe daha açık vaatlere sürükleniyor, yüreğimden gittikçe daha büyük bir duygu ister hale geliyordum. Bu şekilde, şirin bir alık için yalancı bir tutkuya kaptırdım . Bir papağanı sevdikten sonra bir yılanla yatmak zorunda kaldım.
Bugün kütüphanede yanyana düştük bir ara. Öyle narin elleri var ki…Bembeyaz böyle. İncecik parmakları var. Kitapları açmadan önce yavaşça okşuyor elini üstüne gezdiriyor sonra açıyor kapağını bazen de kokluyor sayfalarını çiçek koklar gibi dedim kız ne yapıyon öyle? Dedi kitap sevilmez mi? İnsan sever gibi kitap seviyorum. Sen dedim, sevdiğin insanı da böyle mi seversin? Yanakları gelincik gibi oldu, he dedi sustu. Ben bir coştum, bir coştum, artık kendi içime sığmadım, dedim ki birden, evlenince sana kocaman bir kütüphane yapacağım Asude, dedim. Gözleri var ya kocaman oldu, kocaman! Sanki gök kubbedeki bütün yıldızlar toplandı, o gözlerinin içine doluştu. Essah mı deyiverdi. Dedim essah, kütüphanelerin en güzelini yapacağım ben sana.! Bak görürsün. Elindeki kitabı göğsüne bastırdığı gibi kaçtı gitti. Kalbim ağzımdan çıkacak sandım, öyle bir güp güp attı. Oh dedim be! Oh! İşte söyledim.! O da ne diyon sen diye kızmadı. Yok artık biliyorum, o da beni seviyor. Dilerim ki bu satırları torunlarımız okusun, okusun da desinler dedem nineme nasıl yanıkmış..
Sayfa 169Kitabı okudu
Güvenmiştim, ne olursa olsun bir yol bulacağımıza inandım... Çünkü seviyor sandım...
“Seviyor musun diye sorma bana , Gözümün içine bak , Sen anla.”
43 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.