Toz değmemiş Mayıs gelinciklerini toplayıp şurup yapacağım.
Peki, tamam pembe gül şurubu da yaparım. İkisini karıştırıp bir damla limon damlatır üstüne, kıyına, içine dökerim.
Bir gülgelincik şöleni istiyorsun, hissediyorum.
Seni seviyorum.
Bazen
Seni seviyorum demek
Sevmek istemektir
Bazen
Seni seviyorum demek
Yanında kalacağım demektir
Bazen
Seni seviyorum demek
Gitmeyi bilememektir
Bazen
Seni seviyorum demek
Senden başka kimsem yok demektir.
Sen bana uzaktan yakınsın
İlişkimiz aşktan ibaret değil sadece
Görmeden, dokunmadan tamamlıyoruz birbirimizi
Saçlarını okşamadan, kokunu içime çekmeden seviyorum seni
Sabretmek gerekiyor bazen
En güzeli için en güzel şekilde sabretmek
Sen bende eksiksin
Öylece seni bekliyorum bilmem farkında mısın
Belki yaralarıma merhem olursun
Ya da sevmek için sebep ararsın
İçinde varsa gel beraber biz olalım
İmkansız denileni sen ve ben
Birlikte olduralım
Kolaydı git demesi, olmayacağı belli, sevmek yetmez demesi.. Seviyorum ben seni dediğinde hiç bahsetmedim benim de kalbimdeki pıtırtıdan, haberi olmadı hiç. Unutmaya çalışması için bütün koşulları sağlamış oldum kendi ellerimle.. Şimdi kalbim olanca ağırlığı ve ağrısıyla bana yerini daima hatırlatıyor. Sokaklarda kalbimin ağrılığını taşır gibi yürüyorum, ellerim ceplerimde, omuzlarım olabildiğince çökmüş ve başım eğik, sanki bir pişmanlığın, büyük bir keşke’nin yürüyüşünü gerçekleştiriyorum. Yoksa bu, ne kadar üzücü kavuşamamışlar, onca yıl ikisi de evlenmemiş, hayatlarına başkalarını da almamışlar, birbirlerinin ukdesiyle ayrı ayrı yaşlanmışlar dediğim insanların yürüdüğü yol mu.
Şimdi kolay olan bir şey kalmadı..
Elimde tevekkül ve umuttan başkaca şey yok.
'' Kendi tenimden daha çok seviyorum seni. Senin çirkin olduğunu söyleyen herkesten nefret ettim. Sana benim gibi bakamayan herkesten. Senin güzelliğini görememelerini anlayamadım hiç…''