Desem ki vakitlerden bir Nisan akşamıdır,
Rüzgârların en ferahlatıcısı senden esiyor,
Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini,
Ormanların en kuytusunu sende gezmekteyim,
Senden kopardım çiçeklerin en solmazını,
Toprakların en bereketlisini sende sürdüm,
Sende tattım yemişlerin cümlesini.
Desem ki sen benim için,
Hava kadar lazım,
Ekmek kadar
Bu düşünce yani seni düşünmek bi kuyuysa düşmediğim tek bi an yok. Sensizliğin adı yanmaksa yanmadığım tek bi an yok. Eskiden böyle anlarda dayanamaz sana yazardım. Çünkü sensiz tek bi saniye bile geçsin istemezdim. Şimdi.. şimdi ben kendimden önce seni düşünüyorum. Sen iyi ol diye ben kör kuyularda kalmalıyım. Sen iyi ol diye bu hasret beni yaksa da amenna. Eskiden kendimi seviyordum belki de.. Ama artık tüm ruhumla seni seviyorum. Bi yerlerdesin ve hissediyorsun beni.
Bi gün yanında uyandığımda burda tüm yazılanları birlikte okuyup gülümseyeceğiz. Ve ben sana bakıp ‘her şeye değdi.’ diye içimden geçiricem.
"Belki saçma ama karakolları seviyorum çünkü seni bana getirdi. Ve her ne kadar kavga etmemden nefret etsen de o gece iyi ki o kavgayı edip o karakola düşmüşüm, İzgi. O kavga seni bana getirdi. Sana geç kaldığım birkaç saati bile düşünmeye tahammülüm yok artık."
"Seni seviyorum, İzgi Gökyel. İçimde bulunan tüm sevgimle seviyorum."
....
"Bu arada... Sanırım artık maçları seviyorum."
"Özellikle uzatmaları."
Uzandı, tam gülüşümün üzerinden öptü beni.
...
"Ölecek gibi hissediyorum," dedi gözlerini kapatırken. "Bizi o kadar çok hayal ettim ki... İlk andan böylesine güzel olacağımızı düşünememişim. Bir gün bana geleceğini biliyordum. Beklettin ama geldin. En umutsuz anlarımdan birinde ne güzel güldün bana."
"Şu an belki hiç sırası değil," dediğimde kaşları çatıldı. Maçta uğultu faz-lalaşırken bir adım atarak yaklaştım ona. "Ama benim için tam sırası. Burası senin evim dediğin yer." Elimi kalbine götürdüm. "Senin evinde kendi evimi itiraf etmemin tam sırası..."
....
" Ve işte oldu. Yıllarca herkese kendini kapayan İzgi, seninle, senin için özgür oldu."
....
"Seni seviyorum." dedim tüm kalbimi çıkarıp avuçları arasına emanet ederken. "Seni içimdeki tüm her şeyi bir kenara atıp, artık tereddüt bile etmeden içime yerleştirecek kadar çok seviyorum."
....
"Sen de hoş geldin, Merdan Efe. İyi ki geldin, ne güzel geldin..."