sevindiğim anda sen üzülürsün
sonbahar uğultusu duymamışsın ki
içinden bir gemi kalkıp gitmemiş
uzak yalnızlık limanlarına
aykırı bir yolcuyum dünya geniş
büyük bir kulak çınlıyor içimdeki
çetrefil yolculuğum kesinleşmiş
sakın başka bir şey getirme aklına
aysel git başımdan ben sana göre değilim
ölümüm birden olacak seziyorum
hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim
aysel git başımdan seni seviyorum
Gülümsedim ve kalbim genişleyerek odanın her köşesini doldurdu. "Evet, Pippa'yı seviyorum."
"Ya o seni seviyor mu?"
"Evet," diye seslendi Pippa koridordan.
İkimizde kahkahayı bastık.
Papatya Yakamoz'un yazdıklarından çok etkilenmişti. Bu nasıl sevmek böyle, Yarabbi, diyordu kendi kendine. Normal bir insan hiç böylesine bir yorumlama yapabilir miydi? Hoş, Yakamoz'a bunları yazdıran yegane güç, yegane ilham kendisinin de belirttiği üzere Aşktı. Zaten öyle değil midir, şiirden en çok nefret edenlerimiz bir kere
İYİLEŞMEK
"Kendi ellerinden tutmadıkça düşüşünü engelleyemezsin Kendi ellerinden tutmadıkça kimseye çare değilsin."
Kişisel yaşama dair tecrübelerini anlatan ve kişiye neleri yapıp neleri yapmamasını öneren bir eser. Hayli uzun bir süreçte okuma serüvenimiz nihayet buldu kendisiyle. Zira arada çapraz okuma yaptığım başka eserler
"Bütün bunlar için yüz yüze diyordum
Gerçeği gözlerimden gör, anla diye
Beni gördüğünde okuyacaktın
Her şey açıklığa kavuşacaktı
O zaman anlayacaktın dürüstlüğümü
Sana olan derin sevgimi görecektin
Hiçbir şüpheye yer kalmayacaktı
Seni hiçbir şeye zorlamayacaktım
Sadece kendin bizzat gör istemiştim
Fakat sen tanıdığım, bildiğim, yürekten sevdiğim sen
Bana neler söyledin öyle
Kendimden, aklımdan, gerçeklik algımdan şüphelendim
İnanılmaz üzüldüm, gerçekten hala da yoğun bir şekilde acı çekiyorum
Buna rağmen seni sevmeye devam ettim, hala da çok seviyorum
Ve hatta bütün bir kırgınlığıma rağmen seni anlamaya çalışıyorum
Sana hak veriyorum, seni sevmeye yine devam ediyorum
Benim hüznüm de neşem de gene sen oluyorsun
Öyle işte, bir iç dökme merasimi gibi oldu bu böyle...."
(Jack Brighty'den)
“ Nedense hayatta bir müddet beraber yürüdüğümüz insanların başına bir felaket geldiğini, herhangi bir sıkıntıya düştüklerini görünce bu belaları kendi başımızdan savmış gibi ferahlık duyar ve o zavallılara, sanki bize de gelebilecek belaları kendilerine çektikleri için, alaka ve merhamet göstermek isteriz. “
“ İnsanları, kendi cinslerinden biri