Victor Hugo, toplumun vicdanı olmayı ve kuşakları büyük bir yankıyla etkilemeyi başaran Romantizm’in koca adamıdır. Nazım Hikmet, “Victor Hugo’nun düşmanı halkların da düşmanıdır” demiş ve büyük bir devrimci olduğunu bize hatırlatmış. Mahkum bana Yeşil Yol filmindeki John Coffey’i anımsattı. Çaresizliği, karamsarlığı ya da umudu onda da en derinden hissettim. Güzel bir ön söz ile zemin hazırlanmış ve üzerine etkileyici bir anlatımla inanılmaz bir eser bırakmış bize. Ölümden korkuyordum ama bu kadar iç kıyıcı bir hisle sarsılacağımı sanmazdım. En azından vakti bilmiyorum deyip bu nimetle avunabilirim artık. İdamın korkunç bir şey olduğunu bizlere hissettirdiğin ve bunu 150 yıl öncesinden protesto ettiğin için teşekkür ederim Victor Hugo. Yaşamı ve özgürlüğü sevmek gerek, tıpkı Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın “İnsan nasıl ölebilir, yaşamak bu kadar güzelken?” dizelerindeki gibi.