senin gönlün daima meshur ve musahhardır, mazursun.
sen gamın ne olduğunu hiç bilmedin, mazursun.
ben sensiz bin gece kan yuttum, sen bir gece sensiz kalmadın, mazursun.
“artık eskisi gibi bakamıyorsun
göklerinde bir belkıs otururdu Rüveyda
binlerce gökkuşağı olurdu kirpiklerin
güneş bir anne gibi dururdu başucunda
artık dokunamıyor kakülün bulutlara
karalara bürünmüş saçlarında dolunay
ben, bu kadar zulme layık mıyım Rüveyda?”
“bilsem ki sana varmak içindi bütün mola sancıları,
daha hızlı koşardım, severadım gelirdim gözlerinin mercan maviliğine
sana bakmak suya bakmaktı
sana bakmak, bir mucizeyi anlamaktı”
“nicedir kavrayamam haller içinde halim
demiri bir hecenin sıcağında eriyor iken gördüm
bir somunu bölünce silkinen gökyüzünü
su içtiğim tas bana merhaba dedi, duydum
duydum yağmurların gövdemden ağdığını.”