Selamlarrr... bugün distopya türünün kült eserlerinden biri olan Fahrenheit 451 yorumu ile karşınızdayım.
İlk olarak kitabın adına değinecek olursak bu kağıdın tutuşma derecesiymiş ve kitabı okuyunca ismi çok manidar geldi. Kitap bir bilimkurgu romanı olmakla beraber konusuyla okurların çok dikkatini çekmekte. Şahsen benim dikkatimi çeken şey kitabın arka kapağında yazan itfaiyecilerin bir şeyleri yakmak için görevlendirilmiş olması en tehlikelisi de kitapları yakmak. Bu cümleyi okur okumaz kitaplarımı yakmak için gelselerdi nasıl bir tepki verirdim ya da kitap denen şeyin unutulmuş, yasaklanmış olduğu bir dönemde yaşasaydım nasıl hissederdim gibisinden düşünceler kafamın içinde dolaştı. Açıkçası çoğu okur bu durumu düşünürken dahi göğsü sıkışmıştır.
Dediğim gibi konusuna gelirsek Guy Montag adındaki karakterimiz bir itfaiyecidir ve görevi kitapları yakmaktır. Herkesin televizyona bağımlı olarak yaşadığı bir dönemde kitap okumak yasak hatta bulundurmak dahi yasaktı ama bu yasağı bazıları bile bile hala kitap okuyor, evlerinde bulunduruyordu. Montag insanların bu kitaplara bu kadar çok bağlanmasına sebep olan şeyin ne olduğunu merak eder ve bu merakının onu nereye götürdüğünü okuruz.
Okumaktan gerçekten keyif aldığım bir kitaptı benim gibi hala erteleyenler varsa ertelemenenizi tavsiye ederim. Bu kitabı her okurun okuması gerektiğini düşündüğümü belirtmeden de geçemeyeceğim.