Gökyüzünden yaklaştım
saçlarının kızıl parıltısına.
Toprak ve buğday ya benim yapım,
az daha yaklaşmaya göreyim
ateşin tutuştururda kendini içimde
yakar kayaları ve unu.
Bu yüzden çıkacak gibi olur yerinden
ekmek olur kalbim
onu yutacak ağzına,
senin için saklanmış şaraptır benim kanım.
Sen ve ben toprağız meyveleriyle.
Ekmek, ateş kan ve şarap;
Dünyevi bir aştır bizi saran.