Coğrafyadan coğrafyaya, ülküden ülküye uzanan uzun soluklu bir hayatın hikayesi bu. Yazar, gittiği, gördüğü, işittiği her şeyi bize kendi dilinden yaşatıyor. Kah kurak Anadolu, kah Azerbaycan toprakları, kah ise Rusya oluyor bu topraklar. Kitabında da bir kaç kez belirttiği üzere, aktarılan düşünceler, çıkarılan izlenimler kendine ait, kimseye bir şey empoze etmek derdi yok. Osmanlının son dönemi, Meşrutiyet, Cihan Harbi, Cumhuriyet dönemlerinde gerek Anadolu coğrafyasını, gerekse Komunizm coğrafyasını etkili bir dille anlattığını düşünüyorum. Özellikle Ruslar ile ilgili bir çok düşünce ve izlenim yer alıyor, öyle ki, durup düşününce ne kadar da haklı çıkarımlar bunlar diyorsunuz. Enver Paşa ve İttihat Terakki meselesi de -her ne kadar fazla derine inilmemiş olsa da- açıklanmış. Ardından inkılaplar ve Paşa... Tarih ile ilgilenenlerin mutlaka okuması gerektiği kanaatindeyim.