Bana göre, Türk edebiyatının en başarılı tarihi romanlarından birisi Osmancık’tır. Tarık Buğra’nın 1982 yılında neşrettiği romanı, Osmanlı Devletinin kurucusu Osman Bey’i anlatır. ‘Osmancık - Cihan devletini kuran irade, şuur ve karakter’ başlığıyla verilen eser klasik manada bir tarihi romanın çok ötesinde.
Her şeyden evvel Osmancık bir felsefe
"Dünyayı bize küçük gösteren bizim küçüklüğümüz oğul; hırsımız, sabırsızlığımız, bencilliğimiz. Önce bu yüzden küçülüyor sonra da dünyayı çok büyük görüyoruz."
Tarık Buğra
Tür: Tarihi roman
Osmancık, ‘’ Tarihin en uzun ömürlü, en büyük devletini kuran irade, şuur ve karakter ”in Tarık Buğra’nın yorumuyla romanlaştırılmasıdır.
“Osmanlı’nın sırrı nedir” sorusunun cevabını arayan yazarın Osmanlı kuruluş döneminin dinamiklerini ve felsefesini bugünkü dille inşa ettiği
Eski Osmanlı rivâyetlerinde alplar, alp-erenler, ahîler Osman Gazî'nin en yakınları olarak gösterilir. Rivâyette Osman, bir ahî şeyhi olması da kuvvetle muhtemel olan Şeyh Ede-Bali'nin irşadı ve beline gazâ kılıcını bağlaması ile (bu tam bir ahî âdetidir) gazî olmuş, gazâ akınlarına başlamıştır.
Alplar Orta-Asya Türklerindeki kahramanlık geleneğine bağlıdır. Çağdaş bir kaynak (Garîbnâme) alp olmak için dokuz şart arar: Şecâat, kol kuvveti, gayret, iyi bir at, hususi bir
kıyafet, ok yay, iyi bir kılıç, süngü, uygun bir yoldaş.
Osman Gazi, yatağında ölümü beklerken Tanrı'dan yalnızca bir müjdeyi duyacak kadarlık süre istemektedir: Bursa'nın alındığını duymak.
Osman Gazi, ölüm döşeğindeyken geçmişe gider. Çocukluğu, kavgacı gençliği, Şeyh Ede Balı'nın nasihatleri, gönlünün Zümrüt Anka'sı Malhun Hatun'a duyduğu büyük aşkı, ettiği gazaları, ele geçirdiği kaleleri,
"Dünya'yı bize büyük gösteren bizim küçüklüğümüz, oğul. Hırsımız, sabırsızlığımız, bencilliğimiz. Önce bu yüzden küçülüyor, sonra da Dünya'yı çok büyük görüyoruz. "
"Eskiden karşılamaya çıkan halk, şimdi yolumuzdan çekiliyor. Herkes gergin. Ne dersiniz?"
Ahi Hasan Çelebi,
"Paşa hazretleri," diye öne atıldı, "Buralarda adalet kalmadı. Halk, kendini efendi olarak değil, uşak olarak hissediyor. Kim kurdu Devlet-i Âli'yi; şimdi makbul olanlar mı? Herhallde rahmetli Şeyh Ede-Balı'mızın ruhu sızlıyordur. Allah göstermesin, bir kıvılcım çakarsa, yeni yola baş koyacak adam çok Anadolu'da..!"