Ol şâir-i kem-yâb benim kim Galib Mazmunlarımı anlamamak ayb olmaz Yektâ güher-i gayb-ı hüviyyettir hep Gavvâs-ı hıred behre-ver-î gayb olmaz Ben ki Galib, benzeri az bulunan bir şairim Şiirlerimdeki gizli manaları anlamamak ayıp değildir Hepsi Hakk tecellisinin gayb âleminde kıymetli kabuğunun içinde tek bulunan incilerdir. Akıl dalgıcı gayb âlemine nüfuz edip onlardan faydalanamaz.
Önsöz
2000 yılının Şubat ayıydı. Soğuk hava kararmış, sulusepken yağan kar, tipiye dönmüştü. İstanbul’un Cihangir’inde, ikinci romanım Cimri Kirpi üzerinde çalışıyordum. Telefon çaldı. Arayan Metin Kurt’tu. İtalya’da oynanacak Roma-Galatasaray, Avrupa Şampiyon Kulüpler Şampiyonası maçını seyretmek için Şişli’de bir birahaneye davet ediyordu. Maç
Reklam
Hastayım,ümmîd-i sıhhat çeşm-i bimârındadır Bir devâsız derde oldum mübtelâ sevdim seni...
Tedbîrini terk eyle takdîr Hudâ’nındır Sen yoksun o benlikler hep vehm ü gümânındır Birden bire bul aşkı bu tuhfe bulanındır Devrân olalı devrân erbâb‐ı safânındır Âşıkda keder neyler gam halk‐ı cihânındır Koyma kadehi elden söz pîr‐i mugânındır
ŞEYH GALİB'TE İNSAN TELAKKİSİ
Şeyh Galib klasik edebiyatımızın son büyük şairi olarak kabul edilir. Hayatı boyunca Mevlevi kültürü içerisinde bulunmuş ve nihayetinde Galata Mevlevihanesi’nin postnişinliğini de yapmıştır. Ehl-i tarik bir şair olmasının yanında III. Selim’le olan dostluğu bakımından da dikkat çeken bir isimdir. SABAH ÜLKESİ: kültür, sanat, felsefe dergisi,
Yine nevbet-i tahammül dili bî-karâre düşdü. Yine sabır nöbeti kararsız gönlüme düştü.
16 öğeden 31 ile 16 arasındakiler gösteriliyor.