Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
• 1. Bölüm - ATATÜRK DİN DÜŞMANIYDI YALANI! (!)
- Sahte din hocaları ve tüccarları YALNIZ CUMHURİYET TARİHİNİN DEĞİL Osmanlının DA CANINI SIKMIŞTIR. - Osmanlı Padişahları din tüccarlarının başlattığı isyanları bastırmışlardır ANCAK çözüm yolunu görememişlerdi... Bunu gören MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'TÜ. - Osmanlı Halkı Kur'an-ı Kerim'i okuyordu elbet ama onların ana dili Arapça
Şeyh Said Hadisesi sonrası Hükümet kontrolünün yetişebildiği yerlerde Kürtçenin konuşulmasını yasakladınız. Yedlerinde Kürtçe grammafon diski bulunanlar en ağır cezalara çarptırıldı. Mamafi bu tedbirinde tatbiki kabiliyeti olmadığı az zamanda anlaşıldı, ve bundan da feragat edildi. Müfettişi umuminin makam icraatı olan Diyarbekir 'de adeta kaht zuhur etti. Bilhassa zabitan ve memurun kısmı ruzmete ihtiyaçlardan olan yağ, süt, yumurta, peynir. ilh... gibi dahili mahsulatı tedarik edemez oldular. Çünkü köylerden gelen bu mevadm müstahsilleri kamilen Kürt köylüleri idi. Ve Türkçe konuşmayı bilmezlerdi. El altından verilen bir emir ile bunların Kürtçe konuşmalarına müsamaha edilmesi memurun ailesine tebliğ edildi. Kaza merkezlerinde daha garip bir şekil hadis olmuştu. Türkçe bilmeyen halk bittabi Kürtçe konuşuyordu. Ancak müfettişi umuminin kazalara geldiği günlerde kaymakam muhtarları nezdine celb ve müfettişi umuminin çarşı pazarında gezdiği zamanlarda hiç Türkçe bilmiyenlerin evlerinden çıkmamalarını temin suretiyle müfettişi umumiye az çok Türkçe konuşan bir halk gösteriyordu. Hakikat halde müfettişi umumiyede bu muvazaaya vakıf idi. Bile bile amir ve memur birbirini aldatıyordu. Ve cumhuriyetin tabiat eşyaye muhalif olan kanunları ancak bu suretle cay tatbik bulabiliyordu.
Sayfa 23
İradenizin kuvvetiyle başa çıkarmak istediğiniz işin tatbiki kabiliyetini mukayese ederken yaptığınız hesapta yanıldınız. Evet, zannettiniz ki deniz içilmekle biter. Eslafmızın planını daha büyük bir şiddet, bir ünf ve sürat ile tatbike koyuldunuz. 1925 ihtilali patladı. Şeyh Sait merhumun askerleri Harput'u işgal, Diyarbekir'i muhasara ettiler. Genç cumhuriyetiniz tehlikeli, sar'alı ölüm dakikaları geçirdi. Yine en ön safta namaz kılmanız icab etti. İtiraf edelim ki üşenmediniz. Taksir etmediniz. Şeyh Said Cennet mekanı, İngiliz parası ve Ermeni akidesiyle hareket eden müslüman düşmanı bir mürted halinde gösterdiniz, ve biçare Kürtleri iğfal ettiniz. Kürtleri Kürtlere kırdırtmak suretiyle ve mühim fedakarlıklar pahasına hadisenin önüne geçtiniz. Salonlarından doğrudan doğruya darağaçlarına gidilen İstiklal Mahkemelerini Kürt mefkure-i milliyesine, Kürt istiklalcilerine açtınız. Bilmem bil iltizamını, yoksa bir tesadüf eseri midir? Diyarbekir İstiklal Mahkemesi heyetini bir sinema salonunda içtima ettirdiniz ve Kürt meselesinin bu kanlı filmini sureti mahsusada gönderilmiş aktörlerinize çevirttiniz. Hadisede hiç medhali olmayan birçok kimseleri yalnız Kürt oldukları için kanlı filminize kurban ettiniz. Mazlumiyeti cezalandırdınız. Mamafi sunuda itiraf eylemeliyim ki milletlerine hıyanetle size hizmet eden "kardeşim, ... ağa" ların bir çoğunu da sinema salonundan dar ağaçlarına göndermek suretiyle bizler hesabına icrayı adalet ettiniz. Bu haraketinizi Kürtlüğe hizmet şeklinde kaydelemekliğime müsade buyurunuz.
Sayfa 22
Ah Ah Diyorum sadece
Şeyh Şamil'in torunu merhüm Said Şamil Efendi'nin şöyle bir sözü var "Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri bir asır önce gelmiş olsaydı, Osmanlı İmparatorluğunun mukadderâtı değişmiş olurdu."
Sayfa 5 - EnvarKitabı okuyor
İster meşru ister gayri-meşru bir çocuk telakki ediniz; Şeyh Said Efendi merhumla İsmet Paşa’nın birleşmesinden hâsıl olan bu Kürt milliyetçiliği adlı çocuk, bugün en az kırk yaşında bir babayiğittir ve her bakımdan kuvvetli ve sıhhatli bir şahsiyet olarak dünya milletleri arasında yaşamak hakkını haizdir ve azimdedir. "Bu hakikati görmemek veya görmezden gelmek, sadece kendilerinden başkalarına yaşamak hakkı tanımayan hodkâmların sonunda duçar oldukları akıbete uğramak olur ki, bu hususta hele Osmanlı tarihi, pek çok misallerle doludur." "Kırk yaşındaki bu babayiğit de öğrenmiş, bilhassa kafasına vurula vurula kendisine öğretilmiştir ki, Kürtlük ve Kürtçülük dahi, en az Türklük ve Türkçülük kadar azizdir, lezizdir, hörmete ve yaşamağa layıktır ve o hakka da sahiptir."
Sayfa 99
Resmi tarih öyle demiyor!!
"Şeyh Said isyanının doğrudan doğruya İngilizlerin hazırladığı veya meydana çıkardığı hakkında kesin deliller bulunamamıştır." (1.İnönü,Hatıralar, C-11, s.202, Ankara -1987)
Nur risaleleri'nin kaynağı
Nurşin'de bir müddet kaldıktan sonra Hizan'a döndü. Sonra medrese hayatını terkederek pederinin yanına geldi ve bahara kadar evde kaldı. O sırada şöyle bir rüya görür: Kıyamet kopmuş, kâinat yeniden dirilmiş. Molla Said, Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâmı nasıl ziyaret edebileceğini düşünür. Nihayet sırat köprü sünün başına gidip durmak
Sayfa 31 - Süleymaniye vakfıKitabı okuyor
Said Nursi'nin medrese hayatı
Ciddi bir şevk ile tahsili gözüne aldı ve bu niyetle nahiyeleri İsparit Ocağı dahilinde bulunan Tağ Köyünde Molla Mehmed Emin Efendi'nin medresesine gitti fakat fazla duramadı. Hâle-i fitriyeleri icabı, daima izzetini koruması ve hatta amirâne söylenen küçük bir söze dahi tahammül edememesi; medreseden ayrılmasına sebeb oldu. Tekrar
Sayfa 28 - Süleymaniye vakfıKitabı okuyor
Hüseyin Nihal Atsız
"Ya Türklük içinde erir, Türklüğü kabullenirsiniz, yahut yok edilirsiniz. Ağa babanız Şeyh Said 1924 te din perdesi altında, bağımsız Kürdistan hayaliyle ayaklanmış ve İngilizler'den yardım görmüştü. Sonu malûm. İsterseniz siz de Moskoflar'dan yardım alarak bir deneme yapar, sonuçlarına katlanırsınız."
Bu deli saçmalarına kim inanabilir yaa ?!?! =))
Said-i Nursi'nin, Hz. Ali, Şeyh Abdülkadir Geylani ve evliya dediği bazı kimselerden aldığı bir habere göre( !) güya "ahir zamanda beklenen bir zat gelecek, Hıristiyanların ruhani liderleriyle işbirliği yaparak üç görev yapacak: Birincisi, imanı kurtaracak. İkincisi, şeriatı tatbik edecek. Üçüncüsü, hiLafeti yeniden kuracak ". (Said-i Nursi, Sikke-i Tasdiki Gaybi, s. 9, 10.)
Sayfa 359 - İnkılap Yayınevi 2. Baskı 2018Kitabı okudu
Şeyh Said Kürt isyanında İngilizlerin Kürtlere yardım ettiği büyük bir aldatmacadır. Zira o yıllarda İngilizler Kürtlere karşı Güney Kürdistan kanlı bir savaş yürütüyorlardı.
Sayfa 28 - Alan Yayıncılık
Şark İstiklal Mahkemesi yaklaşık iki yıl süren görevi sırasında birçok önemli davaya baktı. Bunların başında mahkemelerin kurulmasına gerekçe gösterilen Şeyh Said ve arkadaşlarının davası gelmekteydi. Ankara İstiklal Mahkemesi başlangıçta askerlikten firar edenleri yargılamakla birlikte, daha sonra Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası ile alakalı yargılamalar da yaptı. Mahkemede ayrıca birçok gazeteci rejime muhalefet ettiği gerekçesiyle tutuklanarak yargılandı. Takrir-i Sükûn Kanunu’na dayanılarak birçok gazete ve dergi kapatıldı. Pek çok tanınmış gazeteci tutuklanıp hapsedildi. Eşref Edip, Ahmet Emin Yalman, Velid Ebuzziya, İsmail Muştak gibi isimler derdest edildi. Seyyid Tahir Efendi, Tahirül Mevlevi, Ömer Rıza Doğrul, Hasan Basri Çantay gözaltına alındı. Rejime muhalif olanlardan iktidara destek vermeyen gazetecilere, Şapka İnkılâbı’na muhalefet edenlerden İzmir Suikastı’yla itham edilenlere, Şeyh Said’den İskilipli Atıf Hoca ve İttihatçılara kadar farklı davalara bakan İstiklal Mahkemeleri farklı tarihlerde altışar aylık uzatmalarla yaklaşık iki yıl görev yaptı ve 7 Mart 1927’de Meclis’in aldığı kararla kapatıldı.
Cahillikte sınır yok
Selçuklu ordusunun silâhlarıyla yaralanmayacaklarına inandırılmış müritleri yakınlarını kaybettikçe Baba İlyas'a sormaya başlamıştı. O da Allah'a, Allahım ne yapıyorsun, uyuyormusun sen? Hani bana söz vermiştin! diye sitemde bulunuyordu...
Baba İlyas mucize sahibidir, kilıç kesmez, ateş yakmaz, düşünceleri ve geleceği okur, hastalıkları ve dertleri giderir...
Ah cehalet hala bunlardan var
Halk arasında, Tanrı'nın Baba İlyas'a göründüğü ona sultanlık bağışladığı, halkı kurtaracak olan ahir zaman peygamberi olduğu inancı yayılmıştı...
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.