30 Ağustos 1925/Mustafa Kemal Atatürk
Efendiler ve Ey Millet, İyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olamaz. En doğru, en hakiki tarikat, tarikat-ı medeniyettir (uygarlık yollarıdır).
"-kizma canim bir soru daha soracağım kaç yıldır burdasın sen? -Bu sene tam on altı yıl olacak olacak. -Yapma be on altı yıl yiyecek ne suç işledin? -Sen salak mısın be! Ben gardiyanim kardeşim ben maaş aln bir adamım. -Vay be! Ey Ulu Tanrim, iyi kötü bir maaş bağla hapiste bile kendini özgür hissetsin insan."
Reklam
28 yılım in özeti
Nedense beni anlasın istedim, içinde duvar olan insanlar...
Biraz uzun olacak ama ‘okumayı’ sevenler için değer ...
‘En güzel isimlerin sahibinin yüce ismiyle…’ Tarikat, kelime olarak yol demektir. Ancak bu kelime bu gün kavramlaşarak bir inanışı ve o inanışa göre yaşamayı temsil eden bir yolun adı olmuştur. Tarikat denen yapılanmaların İslam’ın ilk dönemlerinde olmadıkları -ehlince- bilinmektedir. Ne Efendimiz sallallahu aleyhi vessellem döneminde, ne
İbni Haldun’a aittir “Coğrafya kaderdir” sözü. Nerede doğarsan oranın kirine, çerçöpüne batar, oranın suyuyla yıkanır, oranın güneşiyle kavrulursun; oranın iklimi biçimlendirir geleceğini. Şimdiki zamanda yaşayan insanlar, onların gözünde aydınlanma ışığından mahrum, gelecekleri karanlık, gittikleri yere pislik götüren, yere tüküren, karısını kızını döven, öldüren, “kara kafalı” birer yaratıktır. Siz bakmayın “Binbir Gece Masalları’nın yurdu” bu coğrafyanın seyitler, şeyhler, pirler, ermişler diyarı olmasına; siz bakmayın kelamın mekânı, yazının icat edildiği yerler olmasına; bunlar çok ama çok uzak bir geçmişin gurur duyulacak şeyleri... Şimdi bütün bu mistik diyar, bütün bu tütsü kokulu mekân, uygarlık namına yeni hiçbir şeyin gelişmediği, hiçbir yaratıcılığın boy vermediği kıraç bir coğrafyadır. Savaşların yurdudur, düşmanlıkların, kan davasının mekânı... O yüzden, onlara göre bu coğrafyanın insanı, bulunduğu mekânla hiçbir zaman bir sevgi ilişkisi kuramadı, kökleri çok derinlerde olduğu halde o toprağı hiçbir zaman kendi yaratıcılığıyla biçimlendirmedi, coğrafyayla ilişkisini hiç değiştirmedi, “kader” denilen şeyi, her inancın, her fikrin önüne koydu ve âlimin sözünü ters çevirerek “kaderinin adını coğrafya” koydu. Hep göçebe bir ruhla dolaştı. Şehirleşemedi, aidiyet duygusu gelişmedi. Muhsin kizilkaya
GERÇEK 23 NİSAN HİÇ KUTLANDI MI? D.Mehmet Doğan Millete “sakın evlerinizden çıkmayın” denirken Meclis açık tutuluyor ve milletvekillerinin toplanması bekleniyor. Çocukluğumuzdan beri çok 23 nisanlar gördük! Çok şatafatlı nutuklar dinledik, şiirler, marşlar okuduk… Bütün bu törenlerin, nutukların, şiirlerin, marşların 23 Nisan gerçeğini
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.