Şeyh Ahmet Zamanî

Şeyh Ahmet Zamanî
@seyhzamani
❝ kendi hikayesinin peşinde bir fâni › kitap, huzurunuzu kaçıyorsa doğru kitaptır.
Edebiyat öğretmeni
Yüksek Lisans
İstanbul
21 reader point
Joined on August 2020
167 syf.
·
Not rated
Birbiriyle sıkı dost olan ama bu dostluğu ilerleyen safhalarda kendi hayatlarındaki duygusal boşluğu birbirleriyle doldurarak yaşayan iki arkadaşın hikayesi. Daha net ifade ile iki arkadaşın arkadaşlarının kız kardeşine olan platonik aşkları. Konu tamamen bu ve Ender ile Çetin’in arkadaşlıklarına olan güzellemelerden ibaret. Bu güzellemelerin satır altlarında rahatsız edici bir eşcinselliği görmek mümkün. Zira iki arkadaş kadınlar konusundaki başarısızlıklarını birbirini takıntı derecesinde çok severek dolduruyor. Kitabın altını çizdiğim bir bölümü çok hoştu. Sizinle paylaşayım: “Ölüm haberi nasıl verilir? Ölüm haberini geç öğrenmek, haberi geciktirmek ölüyü yeniden mi diriltecek? “ Bütün zor haberlerin geç ve güç verilmesinin mantıksal izahı nedir acaba?
Bizim Büyük Çaresizliğimiz
Bizim Büyük ÇaresizliğimizBarış Bıçakçı · İletişim Yayınevi · 20208.2k okunma
Reklam
299 syf.
·
Not rated
·
Liked
“Meksika Sınırı” programı ile gönüllere giren şair. “Herkesin bir Hira’sı vardır.” diye kendi yazdığı “Anna” şiirini muhteşem bir anlam dünyasında yüzdüren şair. Bugüne kadar hiçbir romanını okumamıştım. Tevafuk sipariş ettiğim bir romanın bende bu denli güzel bir tat bırakacağını kestirememiştim. Akıcı üslubu ile bir çırpıda okuyabileceğiniz bir yolculuk romanı. İnsanın bir yol esnasında hem de geleceğine doğru yola çıkarken geçmişine yolculuk etmesi farklı ve güzel bir kurgu. İshak ve Jülide'nin birlikte kaçmaları ancak yaptıkları bu kaçışın mekândan çok kendi içlerine doğru oluşunu görmek güzel. Birbiriyle zerre alakası olmayan iki insanın birbiri üzerindeki arındırma etkisine şahitlik edebileceğiniz bir roman. Varmak istediğin yerin aslında bulunduğun yer olduğunu
Simyacı
Simyacı
tadıyla veren roman. Beni en çok etkileyen söz: ”İnsan bir mezarın başındayken, orada yatan kişiyi kaybetmiş olmaktan çok daha fazla şeye gözyaşı döküyor. ”(syf. 219) .
Düşerken
DüşerkenTarık Tufan · Profil Kitap Yayınları · 20186.3k okunma
308 syf.
·
Not rated
·
Liked
Eşsiz bir roman okuyacaksınız
Türk edebiyatında haksızlığa en çok uğrayanlardan birisi şüphesiz Nihal Atsız’dır. Buna sebep kendisi mi yoksa ideolojisi mi bilmiyorum. Bildiğim şu ki Atsız, en az Türkçülüğü kadar sıkı bir şair ve sıkı bir romancıdır. Şair ve romancı kimliği fikir adamı kimliğinin oldukça gerisinde kalsa da Ruh Adam gibi mükemmel bir eseri Tutunamayanlar’dan daha geride görmek bence edebiyat ve popüler kültürün hazin birlikteliğindendir. Oysa basım yılı aynı olan bu iki eser büyük oranda benzerlik gösterir. Birisinin esas oğlanı Selim Işık diğerininki ise Selim Pusat’tır. Her iki eser de hayata tutunamayan Selim’leri anlatır. Ruh Adam’ı okurken ben en çok büyük mahkemenin kurulduğu kısma takıldım. Burada Tanrı, peygamberler, Türk hakanları yani krallar bir arada Selim Pusat’ın mahkemesindedirler. Özetle, Selim Pusat burada Tanrı’ya ve diğer peygamberlere fütursuzca karşı çıkar. Şimdi benim sorum tam da bu noktada başlıyor. Bir edebi eser konusu ne olursa olsun sınırsız özgürlükte midir? Romancı dediğimiz kimse, herkesi, her inancı veya toplumun değerlerini dilediği gibi sündürebilir, kötüleyebilir ya da yüceltebilir mi? Eser, toplumsal kurallara, gerçeklere tam anlamıyla bağlı olacaksa o kurgusal bir metin olmaktan çıkıp bir biyografi haline gelmez mi? Ya da yazar, kurgusal eserde toplumsal bir kaygı taşımazsa bu esere toplum tepki göstermez mi? Nitekim Atsız’ı birçok kişi Ruh Adam’ın sonundaki mahkeme bölümünde dine ve peygamberlere hakaret etti diye epeyce eleştiriyor. Özetle, bunlar teorik sorular. Biz teferruata çok girmeden okuyup geçelim. Ama mutlaka bu kitabı okuyalım. Tüm ideolojik ön yargılarımızdan sıyrılıp tabii.
Ruh Adam
Ruh AdamHüseyin Nihal Atsız · Ötüken Neşriyat · 201927.3k okunma

Reader Follow Recommendations

See All
256 syf.
·
Not rated
Hızlı başladım, hızlı ilerledim ama son elli sayfalık kısmı gündelik telaşa takıldığı için hem bitişinde yavaşladım hem de kopukluklar oldu. Tabii kopukluğun tek sebebi benim gündelik telaşım değil aslında. Romanın postmodern bir kurguda olması, romanın başından sonuna kadar gerçek ile hayalin iç içe ilerlemesi de bir diğer sebep. . Postmodern romanların en önemli özelliği gerçek hayatın nerede bittiğinin, roman kurgusunun nerede başladığının tam olarak kestirilememesi. Bu teknik, anlatıma güzel bir heyecan katıyor, klasik metinlere göre okuyucuyu daha çok içine çekiyor ve şaşırtıyor ancak zihni biraz yorduğu da gerçek. . Sıkı bir İhsan Oktay Anar okuyucusu ve hayranı olan benim için kurgusu karmaşık olan Gölgesizler de güzeldi diyebilirim. Üstelik dili de hikayeleri kadar yorucu değil. . Bu eserle birlikte Hasan Ali Toptaş’ı da romanıyla okumak kısmet oldu ve hemen bir diğer kitabını listeye attım. Sizlerin de okumasını tavsiye ederim. .
Gölgesizler
GölgesizlerHasan Ali Toptaş · Everest Yayınları · 202012.8k okunma
248 syf.
·
Not rated
Sizin Hiç Babanız Öldü Mü ?
“Babalar alınlarımıza yazılmış yalnızlıklardır.” . Hayatınıza giren bazı insanlarla geç tanışmış olmanın hüznünü çoğu zaman hissedersiniz. Üstelik onunla daha evvel tanışma fırsatını bilerek tepmiş iseniz bu sizi daha da hüzünlendirir. Benim Hasan Ali Toptaş serüvenim de tam olarak böyle. Yaklaşık 10 sene evvel bir arkadaşımın elinde görmüştüm
Kuşlar Yasına Gider
Kuşlar Yasına GiderHasan Ali Toptaş · Everest Yayınları · 201919.9k okunma
Reklam
Reklam
Reklam