İlkokulda öğretmenimin tavsiyesiyle aldığım Şeker Portakalı kitabı, benim okuma serüvenimi başlatan, kitaplara olan tutkumun başlatıcısı olan ve bana, kitaplığıma ait olan ilk kitap olması sebebiyle benim hayatımda çok değerli. Şeker Portakalı'nı üç kez okudum, her seferinde zeze ile birlikte ağladım, birlikte güldüm. Senelerdir bu kitabın devamını okumak konusunda tereddütte kalmıştım. Çünkü zeze gözümde hep öyle kalmalıydı; hayalleriyle, şefkatiyle. Onu büyütmeye niyetim yoktu hiçbir zaman. Ama bir yandan da Zeze'nin başına neler geldi diye merak etmeden de duramıyordum. Ve sonunda serinin devamınıda aldım.
Şeker Portakalı'nın devamı niteliğinde olan Güneşi Uyandıralım kitabı, zeze' nin evlatlık olarak verildiği aile ile yaşadıklarını ve okul serüvenlerini, aşkla ilk tanışmasını anlatıyor.. Zeze yine sevgiye, şefkate aç.. Yine hayallerine sığınıyor, yine birileri gidiyor ve zeze biraz daha büyüyor.. Bu eser büyük bir etki bırakmadı bende. Ama Zeze'nin hayal dünyasında dolaşmak ve onu biraz daha güçlü görmek mutlu etti beni.. Bakalım serinin devamı olan Delifişek'te küçük dostumun başına neler gelecek. (büyük bir delikanlı olduğunu kabul edemiyorum, benim için hala küçük bir yaramaz sıpasın zezeciğimm!)