G E R E K
GAZEL 1 Yandurdi derdün bağrumi; senden banâ dermân gerek, Gerçi bu yolda âşikın cân ü dili sûzân gerek.. 2 Düşdüm yine işk odina; biryân yürek, giryân gözüm. Her kim ki düşdi işkune biryân ü hem giryân gerek. 3 Her kim vücûdı şehrini gördi vü girdi şübhesüz, Yargu anundur oy melik, ol sâhib-i dîvân gerek. 4 Sun sâkıyâ ke'sen rahîk, çal mutribâ işkan refîk; Kim mest olan bù bâdeden hayrân u hem galtân gerek. 5 Ben kul olânın kûliyam, altun olânın pûlıyam; Her kim bu yolda kuldurur, âlemde ol sultân gerek. 6 "Kalû: Belâ" da cân sanâ itmişdi ikrâr ey sanem; Şimdi arâmuzda bizim ol ahd ilen peymân gerek.. 7 Esfelden uş gönlüm kuşı vakt oldi pervâz eyleye; Simurğ-i Kaf'ı ko, banâ Arş üstine cevlân gerek. 8 Göster cemâlün bir kezin, tâ kim Nesimi cân vire; Çün İyd-i Ekberdür yüzün bin cân anâ kurbân gerek.
Sayfa 112Kitabı okudu
Mekansuz oldı Nesimi, mekanı yohdur anın; Mekana sığmayan ol bi-mekan mekanı n’ider?
Reklam
GAZEL 1 Bu turfe şem'i gör âhar asel dudâğından; Aceb ki münfail olmaz güneş yanâğından. 2 Benefşe, zülfine bâtil teşebbüh eyler imiş; Sabâ, çıhar bu hayâlî anın dimâğından. 3 Hemişe serv-i sehînin budâğı bî-ber olur, Meger bu serv ki sûsen biter budâğından. 4 Zemâne, zülf ü ruhınden belâya saldı beni; Hem ol zemân ki seçildî karâsı âğından. 5 Garîk-i bahr-i gam itdi benî bu şîve ilen, Gelür teferrüc ider her zemân kırâğından. 6 Eger ayâğına düşmek mecâlüm ola idi, Dahî götürmez idüm bâşumi ayâğından. 7 Zemâne çeşm ü çerâğı Nesîmi yârundur; Getür çerâğuni, yandur anım çerâğından!
Sayfa 179Kitabı okudu
3 Sûretün Ahsen-i Takvim, yüzün Kıble imiş; Bu söze "Yoh!" diyenin âdını Şeytân dimişem.
Sayfa 164Kitabı okudu
DÜŞMÜŞEM
GAZEL 1 Yüzün güninde ey kamer, envâra düşmüşem; "Ânestü nâren" olmuşam, ol nâra düşmüşem. 2 Dârü-'s-Selâm-i husnüne, ey Cennet'in güli! Düşdüm ezelde, gör ki ne gül-zâra düşmüşem.
Sayfa 150Kitabı okudu
Ey Nesîmî âkibet vârur yele, Bî-vefâ îlen yinen nân ü nemek. Ey Nesimi, vefâsızla yenen tuz ekmek, sonunda savrulur, gider. ("Tuz - ekmek yemek" : "Arkadaşlık etmek" yerinde kullanılan bir deyimdir. "Tuz - ekmek hakkı tanımamak" da "nan-körlük etmek" demektir. Bu deyim Farsçada da “Hakk-i nân ü nemek" sûretinde geçer.) -
Sayfa 110Kitabı okudu
Reklam
51 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.