Haddeden geçmiş nezâket yâl ü bâl olmuş sana Mey süzülmüş şişeden, ruhgâr-ı âl olmuş sana Yok bu şehr içre senin vasfettiğin dilber Nedîm Bir perî-sûret görünmüş bir hayâl olmuş sana.
VEFASINDAN
GAZEL 1 Şikâyet eylemezem dil-berin cefâsından; K'anın cefâsı banâ yeğdürür vefâsından. 2 Ezelde cânumi işkun yolında çün komuşam, Belâsını çekerem, dönmezem belâsından.
Sayfa 181Kitabı okudu
Reklam
9 Çün çarh-i felek câhil ü nâ-dân sever oldi, Pes lâ-cerem uş fazle harîdâr bulunmaz. 10 Var, derde tehammül kıl u sabr eyle cefâya; Çün dil dilegi endek ü bisyâr bulunmaz. ( TÜRKİYE TÜRKÇESİ ) 9) Değil mi ki dönek felek, bilmezi, haddini bilmezi sever oldu, şübhesiz artık fazîlet metâına alıcı bulunmaz. 10) Var git derde katlan,`cefâya dişini sık! Çünki azdan, çoktan gönül dileğinin hiç biri yerine gelmez.
Sayfa 359Kitabı okudu
11 Mansûr ola-gör, işk ile gel söyle: "ena-'l-Hak!" Kim didi: ena-'l-Hak kim anâ dâr bulunmaz? 12 Zerk issi riyâ işde, kesâd eyledi fazli; İlm ehline bir revnak-i bâzâr bulunmaz. 13 Gel râzuni fâş itme Nesîmî bu avâma' Alemde bu gün mahrem-i esrâr bulunmaz. ( TÜRKİYE TÜRKÇESİ ) 11) Sen Mansûr (oğlu Hüseyn-i Hallâc) olmağa bak; aşkle "Ena 'l-Hak! Ben Hakkım; Ben hakîkatin tâ kendisiyim!" diyecek hâle gel! "Ena 'l-Hak!" diyene, diyebilene dar ağacı mı bulunmaz. 12) Yarar-döner kişi göstermelik işde aldı, yürüdü; fazîleti, üstünlüğü sürümsüz bıraktı; ilm ehline parlak satış alanı kalmadı. 13) Ey Nesimi, sen sen ol da gel sırrını ayak takımına açma! Çünki âlemde bu gün, sırlara ortak olacak kimse bulunmaz.
Sayfa 359Kitabı okudu
ÖYLE, BÖYLE DEĞİL :)
Ne fettânsen ki, cümle senden ötrü Cihân ucdan ucâ gavgâye düşmüş. ( TÜRKİYE TÜRKÇESİ) Sen nasıl bir fitne uyandırıcı, ortalık karıştırıcısın ki senin yüzünden cihân, bir uçtan bir uca kavgaya düşmüş
Sayfa 345Kitabı okudu
“Can ile hem cahan menem, dehrile hem zaman menem, Gör bu latifeyi ki, men dehr-ü zamane sığmazam”
Reklam
104 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.