Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
376 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
19 günde okudu
Akif Emre "Tek ve Tenha"..
Akif Emre İncelemesine İnceleme “Tek ve Tenha” Hafızlık yaptığım kursun danışmasına üç gazete gelirdi. Sabahları hocaların eline geçmeden önce gazetelere göz atmak için koşa koşa danışmaya giderdim.  Bir sabah Yeni Şafak’a baktığımda Beşiktaş’taki ofisinde iki poğaça ile aramızdan ayrılan birisi vardı… Vuslata erdiği günün ertesinde Akif Abi’yle
Tek ve Tenha Akif Emre
Tek ve Tenha Akif EmreDursun Çiçek · Muhit Kitap · 202112 okunma
456 syf.
10/10 puan verdi
·
5 günde okudu
En Hüzünlü Eylül
Bir roman okuyacağım diye başlayıp tarihimizin en karanlık gecelerinden birini okumak… Şaşkınlık, üzüntü, kızgınlık… Kızgınlık neden? Tarih adına bizlere hep aynı şeylerin okutulması... Ya Osmanlı ya İnkılap Tarihi... Ama yakın tarih hakkında bilgimiz yok. Ben doğmadan kısa süre önce neler olmuş? Gündelik koşturmaca içinde de insan öğrenme ihtiyacı duymuyor. Bu romanı bu yüzden takdir ettim. Hem sürükleyici hem de tarihe ışık tutucu. Kolay değil bir devletin hatasını yazmak. Hatta nasıl izin verilmiş diye düşünmedim değil. Kitap Suzan isimli çalışkan, sevgi dolu bir kızın ağzından yazılmış. Büyükada’da bilgili babası Sezai, sevgi dolu annesi Leman ve komşuları olan eczacı Hristo amca, varlık vergisi yüzünden kuyumcuda çalışmak zorunda kalan Kalyopi Teyze ve çocukları olan Yorgo ve Lena ile güzel bir hayat yaşamaktadır. Yorgo çocukluğunu beraber geçirdiği, sonunda da hayatını birleştirmek istediği kişidir. Ama ne yazık ki hayalleri acı bir son ile biter. Hem roman okuyayım hem de İstanbul’un yakın geçmişi hakkında bilgim olsun diyenlere tavsiye ederim.
En Hüzünlü Eylül
En Hüzünlü EylülOsman Balcıgil · Destek Yayınları · 20202,196 okunma
Reklam
175 syf.
7/10 puan verdi
·
10 günde okudu
Samipaşazade Sezai! Liseye başladığımdan beri adını duyduğum yazar... Toplum için yazmış.Tanzimat dönemi hep “Meddah oyunları gibi yazar, teknik açıdan zayıftır...” gibi cümleler kurarız derslerde. Bundan dolayı okumaktan çok çekinmiştim önceleri. Sonra fark ettim ki iyi bir “Türkçeleştirme” ile okumak çok daha zevkli oluyormuş! Ren Yayınlarını ilk defa okudum. Kitaptaki yazı puntosu fazlasıyla büyüktü. Tutunamayanlar’da bir cümle vardı sanırım şöyleydi: “Kitaplardaki punto büyüklüğü arttıkça okuryazarlık oranı azalıyor...”. Kitabı okurken sürekli bu cümle yankılandı beynimde. Bu punto meselesi dışında memnun kaldım. Yazım, noktalama hatası yoktu ve kapak gerçekten güzel hazırlanmıştı... Kürk Mantolu Madonna’nın YKY dışındaki kapakları beni gerçekten üzüyor. Samipaşazade’nin kalemine gelirsek... Sayın Ziyagil kadar övülmese ve anlatılmasa da kurgu açısından iyi olduğunu düşünüyorum. Ayrıca yazıldığı dönem düşünüldüğünde toplumu ve kültürü koruma isteğini çok güzel yansıtmış. Belki zamanında bu kitap okunsaydı Servet-i Fünun yazarlarına yer açılmayacaktı... Nedense aklımda tonton, sevimli bir amca gibi canlanıyor Samipaşazade Sezai. Ben bu beyefendiyi pek sevdim!
Sergüzeşt
SergüzeştSamipaşazade Sezai · Ren Kitap · 202046bin okunma
64 syf.
8/10 puan verdi
·
26 saatte okudu
Sezai Karakoç okurken nasihat dinliyormuşum gibi hissediyorum. Nasıl Polat'ın Aslan Amcası, Ezel'in Ramiz Dayısı vardı, benim için de Sezai Karakoç hem dayı hem amca. Söylediği her kelime her cümle özlü söz gibi geliyor kulağıma. Bu kitabı da 1988-1991 yıllarında Diriliş Dergisinde yayınlanmış on tane yazıdan oluşuyor. Ana konuysa kitabın isminden de anlaşılacağı gibi unuttuğumuz değerlerimiz, yapacaklarımız, yapmamız gerekenler. Ve üstad son yazılarında da bu unuttuklarımızı bize tekrar hatırlatarak reçeteyi veriyor. Nasihatten kastım buydu Sezai Karakoç çok iyi tespit ve analiz yapıp, sonra da bunlar için gerekli çözüm yolarını bizim önümüze koyuyor. E zaten üslubu ve diliyle ilgili yorum yapmaya gerek yok.
Unutuş ve Hatırlayış
Unutuş ve HatırlayışSezai Karakoç · Diriliş Yayınları · 2012731 okunma
96 syf.
6/10 puan verdi
Karakoç gerçekten muazzam bir şair. Türk şiiri için kaybedilmemesi gereken bir değer. Lakin fikri yazıları çok boşlukta kalıyor. Osmanlı yazı beklentisi, hayranlığı ve özlemi belli olurken yerdiği şeyler bizim değerlerimiz oluyor. Bu sebeple de hoş karşılayamadım. Anlatımından ve birkaç iyi yerinden puan hak eden bir kitap olmuş. Sezai bey amca sanırım ümmet ve millet kavramlarını bilerek karıştırmış gibi yapıyor ve millet kavramını ümmetleştirmeye çalışıyor. Millet arasında ulusal, dil, kültürel, toprak gibi bağları değil sadece din bağları olduğunu iddia ediyor. Bu da baştan çürütüyor kitabı. Yine de şairliğine saygıdan 10 üzerinden 6 diyelim. ^^
Gündönümü
GündönümüSezai Karakoç · Diriliş Yayınları · 2000616 okunma
238 syf.
8/10 puan verdi
Samsunlu olmanın en bariz yansımalarından birisi de içinde ‘Samsun’ geçen bir şey gördüğünde kalp atışlarının hızlanmasıdır. Bu, gurbette bir 55 plaka olabilir, televizyonda Samsun’u gösteren bir program olabilir ya da herhangi bir sanat eserinin Samsun’dan söz ediyor olması da olabilir. Bu anlamda Zerrin Koç’un Can Yayınları etiketli ‘Islak
Islak Kentin İnsanları
Islak Kentin İnsanlarıZerrin Koç · Can Yayınları · 200020 okunma