Kendi çöplüğüne o kadar gömülüsün ki çevrende neler yaşandığından haberin yok.
Geriye hiç bir yalan kalmadığından emin olana kadar sorgulamak.
Güç ve zeka boş bir kalbin eksikliğini karşılamıyordu.
Kendiniz için doğru olanın ne olduğunu benimsemekten acizsiniz.
Bir akrebe zehir satamazsın.
Kötülük yapabilmek için iyilik yapmak.
Kendinle mutlu musun?
Birileri zengin olsun diye diğerleri elbette fakir olmalıydı.
Sahte gülümsemeler ve reddetme seni belirli bir yere kadar götürebilir. Sonrasında, aldatıcı görüntü ortadan kalkınca yıkılırsın. Kırılırsın aynalarla ve güzel bir geçmişin parçalarıyla.
Tanrı insana bir yüz verir, insan ise kendine başka bir tane daha yaratır. William Shakespeare
Güzellik ıstıraptır. Mükemmellik ise bir neslin hastalığıdır. Beyonce/ Pretty Hurts
Istırabı dindirebilecek bir doktor ya da ilaç yok. Sancı içindedir ve kimse seni bedeninden özgür kılamaz. Asıl, ruhun değişmeye ihtiyacı vardır. Beyonce/ Pretty Hurts
Kraliçe öldü, yaşasın kraliçe.
Luther çağında Almanya ne rahat ne de güvenli bir yerdi. Veba ve kötü geçen yıllarda kıtlık tehditleri dışında, siyasi olarak da zayıftı. Almanya "dindar ve sözde klasik mit" Kutsal Roma İmparatorluğu'nun hak iddia ettiği bir bölge olarak var oluyordu. Savaş ve veba Almanya'nın nüfusunu azaltmıştı. Terk edilen "hayalet
Nabokov: Hangi İngiliz yazarları (roman ve öykü) önerirsin?
Wilson: Bana göre Austen, sayıları yarım düzineyi bulan en büyük İngiliz yazarlarından biridir (diğerleri de Shakespeare, Milton, Swift, Keats ve Dickens'tır).
Avrupa'nın şuurumuzu felce uğrattığı kelimelerden ikisi de kültür ve medeniyettir. "Çağdaş uygarlık düzeyi"nin dışında bazı hakikatler olabileceğini idrâk edemedik. İkinci Meşrutiyete kadar kültür kelimesi yok bizde. Nasıl olur? Kültürü karşılayacak kelimemiz yok mu? Kültür tek başına bir Babil kulesidir. Balıkçılık, ziraat, mikrop
_Leviathan, her şeye egemen olan Devlet, büyük bir Ejderha, ölümlü bir Tanrı’dır. Leviathan, tüm bireylerin bedenselleşmiş biçimidir ama yapay bir bedendir. Devlet’in var olma amacı Güvenlik ve Barış’tır. Savaş gelmeden büyük bir Canavar yaratılır ve kanatları altına sığınılır. Bu büyük Leviathan‘ın doğması demektir. Herkes hemfikir olduğunda
_Işık bekliyor, fakat karanlığa sığınıyoruz. İncil
_Karanlığa lanet etmektense, bir mum yakmalıyız.
_Neyin doğru olduğu umurumuzda mı? Fark ediyor mu?
_Gerçek bilgelik, sınırlarımızı bilmekte yatar
_Can sıkıcı ve sevimsiz görünse de bilimsel yöntemin önemi, bilimsel bulgulardan çok daha büyüktür.
_Edilgen taraf, baskın tarafın yanılsamalarına
_Sıradan sözcüğü neden bir küçümseme ya da bir hakaret ifadesidir? Neden sıradan olmayan sözcüğü, olağanüstü seçkin gibi takdir ifadelerini içinde barındırır? Neden sıradan olan her şey alçak ve bayağıdır? Sıradanlık, türün doğuştan sahip olduğu şey demektir. Onların kendilerine özgü alametifarikaları yoktur: Onlar tıpkı seri imalat mamulleri
Evrende dengeli bir düzenin olduğundan kuşku duyan ve insanın iç ile dış dünyası arasında bir uyumsuzluk olduğuna inanan manyeristler gibi, Shakespeare de bu tragedyasında Lear, Gloucester ve diğerleri yoluyla insanın iç ve dış dünyasını sorguya çekmiştir.
Hepimiz tabağın kenarıda yürümeye çalışan sinekler gibiyiz
diye düşündü Mabel ve sanki haç çıkarıyormuş, derdine çare
olacak, bu acıyı dayanılır kılacak bir büyü arıyormuş gibi
tekrarladı bu cümleyi. Acı içindeyken ansızın Shakespeare'den
alıntılar, yıllar önce okuduğu kitaplardan satırlar canlandı
gözlerinde. Yürüyen sinekler' diye tekrarladı. Bunu yeterince sık
söyleyebilse, sinekler bir canlanıverse hissizleşecek, donup
kalacak, dili tutulacaktı. Kanatları birbirine yapışık halde bir süt
tabağından yürüyerek ağır ağır çıkan sinekler görür gibiydi şu an;
aynanın önünde durmuş Rose Shaw'u dinlerken onu ve oradaki
herkesi bir şeylerin dışına çıkmaya ya da içine girmeye çabalayan,
güçsüz, basit, bitkin sinekler olarak görebilmek için beynini
zorladı, zorladı. Fakat onları, diğer insanları öyle göremedi bir
türlü. Kendini ise öyle görüyordu bir sinekti, oysa diğerleri, o bir
başına kendisini kabın dışına çekmeye çabalarken dans eden, kanat
çırpan, keyif çatan yusufçuklar, kelebekler, güzel böceklerdi.