"Hayır," diyorum. "Bunu bilemezsin. Ben olmadan bunu bilemezsin. Oysa ben biliyorum." Taşların arasındaki ufak yarıklardan çıkmış yeşilliklerde gezdiriyor gözlerini. Dudaklarını dişlerinin arasına sıkıştırmış, hoş olmaktan uzak bir görüntü sunuyor. Yüzündeki ifade pek garip. "Seni anlamıyorum." diyor. Doğru, anlamıyor. Ben anlıyorum.