"Peki, nereden bildin?" diye sordum.
"Neyi?"
Etrafa bakınıp yalnız olduğumuzdan emin olmak istedim. Sonra Annabeth'e doğru eğilip "Aşil noktasını," diye fısıldadım. "Eğer bıçakla arama girmemiş olsaydın, ölecektim."
Annabeth boş boş bakıyordu. Nefesi üzüm gibi kokuyordu ama sanırım nektar içtiğinden. "Bilmiyorum Percy," dedi. "Sadece tehlikede olduğunu hissettim. Zayıf bölgen... tam olarak nerede?"
Bunu kimseye söylememem gerekiyordu. Ama bu soruyu bana soran Annabeth'ti... Ona güvenemeyeceksem, kimseye güvenemezdim.