Halbuki kendi dünyasındaki ana babalarla çocuklar sevgilerini böyle göstermezdi. Bu hareket, yukarıdakilerin dünyasında ulaşılan varoluşun ne kadar yüce olduğunu ortaya koyuyordu. Bu dünyaya şöyle bir göz attığı kısacık zaman diliminde görmüş olduğu en güzel şeydi. Hareketin değerini kavramak onu çok duygulandırdı, yüreği bu şefkat ifadesinin duygudaşlığıyla ısınıverdi. Hayatı boyunca sevgi açlığı çekmişti. Sevgiye hasretti. Varoluşunun temel talebiydi sevgi. Ama hiç sevgi görmemiş ve zaman içinde katılaşmıştı. Sevgiye ihtiyaç duyduğunu fark etmemişti bile. Şimdi de bilmiyordu bunu. Sadece sevginin nasıl ifade edildiğini gör- müş, yüreği hoplamış ve ne kadar güzel, yüce ve muhteşem bir şey olduğunu düşünmüştü.
Tüm hayvanların en zekisi, iyiliğin ne demek olduğunu bilen insanoğluna bir baskı yöntemi uygulayarak onu otomatik işleyen bir makine haline getirenlere kılıç kadar keskin olan kalemimle saldırmaktan başka hiçbir şey yapamıyorum ..
Türkiyede bu dalda yazılmış net en iyi kitap, çok hakim değilim ama dünya çapında da en iyilerden olabileceğini düşünüyorum. bilmediğin konuda neye göre düşünüyorsun diye sorgulamayın :) ACM adamdır.
Enes'ten nakledilen bir rivayette şöyle anlatılmaktadır: "Biri, Ya Rasûlallah, babam nerededir?' diye sordu. Rasûlullah (s.a.v.), 'Cehennemdedir.' buyurdu. Adam, arkasını dönüp gidecekken Rasûlullah (s.a.v.) onu çağırdı ve, "Benim de senin de baban cehennemdedir." buyurdu.
Tüm bunlar asla yalancı bir siyasetçinin tavırları olamaz. Ölmüş gitmiş insanların uhrevi durumları hakkında yalan söyleseydi hiçbir menfaat kaybı olmazdı bilakis tüm bu zorluklar ortaya çıkmamış olurdu. Bu güneş gibi parlak bir samimiyet delilidir. Çünkü Hz. Muhammed (s.a.v.), böyle bir toplumda neden kendi atalarının ateşte olduğunu söyleyerek tüm akrabalarını rahatsız etsin? Hâşâ, yalancı olsaydı onların cennette olduğunu söylemesi çok mu zordu? Müminlerin gönlünü bile rahatsız eden bu durumda, kendisi için ufacık bir yalan söylese ne olurdu? Ölüp gitmiş insanların hükmü üzerinden siyaseten güç kaybetmesini sağlayacak ne gibi bir menfaat olabilirdi?
Müslümanların komutanının, İran komutanına söylediği sözü, Washington Irving şöyle naklediyor: "Sana, sizin hayatı sevdiğiniz kadar, ölümü seven bir orduyla geleceğim."