Bu uzun öykünün ilk cildi, Kazak kültür ve hayat biçimi işlenmiş. Yalnız bu Kazaklar bildiğimiz Türk boylarından olmayıp, Ukrayna'nın güneyinde varlık gösteren, Küçük Rus diye adlandırılan Kazaklarmış. (Cossaks) Bunlar, erkeklerini savaşta harmanlar, kızgın güneşte kavurur, ormanlarda at koşturarak eğitir, ha babam yiğitlik şenlikleri de babam votka sofralarında dayanıklılık ölçelermiş. Za.. kentini yurt tutmuşlar. Katolik Lehiler bir yandan (Litvanya, Moldovya, belki Polonyalılar), Müslüman Türkler bir yandan (Kırım Hanlığı, Osmanlılar, Tatarlar) sıkıştırıp dururlar, hem kültürlerini hem de dinlerini dayatırlarmış. Bu kazakların etkili dönemleri yanlış hatırlamıyorsam on beşinci yüz yıldır. Moskov Kinezliği, etrafı yakıp yıkarken, sürüsüne bereket Sibirya'ya değin haşin toprakları yurt tutarken, önlenemez güçleri karşısında eriyip giden asya kavimlerine bir çelme de bunlar takıyor. Düzensiz ve disiplinsiz ordusu, yağmacılık, mal alım satımı vb. ilerleyişleri planlanmış orduların sergilemeyeceği vahşilikleriyle kendilerine yol açıyorlar. Buradaki öyküde de bu konulara ucundan dokunduruluyor, şöylemesine üzerlerinden geçilerek hafızayı yardıma çağrıyor. Gogol, pek çok seferinde olduğu gibi, konusu kimilerine kısır gelse de, kalemindeki estetik algısını döşemiş, tatlı mı tatlı, Ulu Tanrı'nın nazarlardan sakladığı bir hünerle okuyucuyu avcunun içine almıştır.