Vatan sadece al bayrağın dalgalandığı yer midir?
Kırım ve Makedonya... Kaybettiğimiz iki Türk yurdu. Vatanlarından sürülen insanlar ve onların çektiği hasret...
Tuna'nın Türküsü bu hasretin hikâyesi. Aşka, ataya, vatana duyulan bir hasret.
Bugün oralarda dalgalanan bir Türk bayrağı görme ihtimali düşük olabilir ama ilk cümledeki soruyu yineliyorum ve cevabını da Cengiz Dağcı'nın satırları ile veriyorum: "Türk yurdunda doğmuştu, Kırım'ın güneşinde büyümüştü: Damarlarında ateş gibi sıcak kırmızı Türk kanı akmıyor muydu? Nice saltanatlar gelip geçmişti. Nice zalimler bu memleketi, bu toprağı kemirmişler, kanlara bulamışlardı, fakat dinden, haktan, namustan doğan bu Türk milletinin ruhunu hiç kimse; vahşi kara, hiçbir kuvvet kıramamıştı. Rus komolizması (komünizmi) da kıramazdı."
Zorbalıklar, anlaşmalar, sınırlar oraların Türk yurdu olduğu gerçeğini değiştirmiyor çünkü kitapta da diyor "Kimse orayı vatan bilemez bizim gibi."
Kitabı okurken karakterimiz Tunahan ile Balkan şehirlerini geziyorsunuz, oralar hakkında bilmediğiniz şeyler öğreniyorsunuz. Olayların birbirine çok güzel bir şekilde bağlandığı güzel bir kurgu. Karakterler yaşadıklarını anlatırken kitabı okumuyor, karşınıza oturtup onları dinliyorsunuz. Bende böyle bir etki bıraktı.
Elveda Rumeli dizisinin üstüne bu kitabı okumak duygularımı taptaze tuttu ki hep taze olacaklar. Çünkü unutursam, unutursak daha fazla kaybedeceğiz.
Tuna'ya selâm olsun, bir gün ben de onun manzarasında fotoğraf çektireceğim.
Türk edebiyatında böyle eserleri daha çok görmek dileğiyle keyifli okumalar...