Bir Ahmet Ümit klasiği.. Ümit'i Beyoğlu Rapsodisi eseri ile tanıdım.Çok sevdiğim bir arkadaşımın hediyesiydi.Bu kitap sadece bir polisiye romanı değil aynı zamanda tarih ve mitoloji kitabı.Romanı ve mitolojiyi başarılı bir şekilde harmanlayan yazar Zeus ve titanlar hakkında daha önce okumadığım malumatlar da verdi.Açıkçası sonlara doğru mitolojik kısım beni biraz fazla rahatsız etmeye başladı ama olsundu.Başkomiser Yıldız Karasu hatrına katlandım.Bayan Karasu,Markus,Tobias, Ölmez ailesi, Peter,Komiser Nevzat ve Ali..Ölmez ailesinin Pergamon hayranlığı ile başlıyor olay örgüsü iyi ki de hayranlıkları var yoksa nasıl yüce Zeus'u tanırdım.Benim zaviyemden müspetli fakat bayan Karasu ve diğerleri için aynı şey geçerli mi bilemedim?Binbir gece masalarını aratmayan Ali cengiz oyunları ağzımı son merhalesine kadar açık bıraktı.Zeus'un hayatını kendi odağı yapan Peter bayan Karasu ve ekibini dallardan dallara, Almanyalardan Pergamon'a kadar sürükledi.Ee tabi mitoloji hakkında bu kadar ilgi ve bilgi tabiki de Peter'i ince eleyip sık dokumaya götürdü.Karasu da boş durur mu hiç? Bütün yapboz parçalarını birleştirip mitoloji de nirvana yaptı bu da katili kendi eliyle koymuş gibi bulmasına hasep verdi.Hasılı kitabı okurken 1 saniye bile duraksamadım bir an önce ipin ucuna gelmek için efor verdim.Ölmez ailesi için çok üzgünüm..Yine memnun ayrılıyorum Ahmet Ümit'ten.Eserinde soy ismimi kullanması da beni ayrı cezbetti, sözlüsüne 100 verdim..
