O benim gözlerimi hayata, belleğime çakılı kalmış geçmişimdeki, çocukluğumdaki olaylara açtı. Gizli kalmış anılarımı, yüzümle bedenimin bilinmedik yönlerini ortaya çıkardı; onların farkında olmamı, onları anlamamı, ilk kez görmemi sağladı.
Gözlerimin önünde yeni bir dünya açılıyordu; benim için daha önceleri var olmayan bir dünya. Belki hep oradaydı, hep var olmuştu, ama ben onu hiç görmemiştim; hep orada olduğunu fark etmemiştim. Bütün bu yıllar boyunca nasıl da kör kalmıştım?
Müdire yaşamımda hiç işitmediğim kadar yüksek bir sesle yeniden bağırdı: "Velin nerede?"
Salonu derin bir sessizlik kaplamıştı, adeta uğultulu bir sessizlikti bu.