Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Belki sansürden geçirilmiş düşsel isteklerin itici karakterini görmezden gelir, insan doğasında Kötü'nün böylesine geniş yer tutamayacağı gibi bir nedene sarılırsınız. Ne var ki kendi yaşantılarınız size bunu söyleme hakkını verecek midir? Kendi kendinizi nasıl gördüğünüzden söz etmek istemeyeceğim; ama amirlerinizden ve rakiplerinizden o kadar yakınlık mı, düşmanlarınızdan o kadar centilmenlik mi, kendi çevrenizden o kadar az kıskançlık mı gördünüz ki, insan doğasındaki bencil Kötü'nün payına karşı çıkmakla yükümlü hissediyorsunuz kendinizi?
Sayfa 195 - Say Yayınları
Ruhsal yaşamda bilinçdışı istekler varsa, karşıtlarının bilinçli yaşamda egemen olduklarının kanıtlanması, söz konusu isteklerin varlığını ortadan kaldırmaz. Belki ruhsal yaşam karşıt istekleri ve çelişkileri de kendinde barındırabilmekte, bunlar yan yana varlıklarını sürdürebilmektedir. Hatta belki belli bir duygunun öne çıkışı, karşıtının bilinçdışındaki varlığının koşuludur.
Sayfa 194 - Say Yayınları
Reklam
Kitledeki eşitlik isteği yalnız bireyler bakımındandır, önderin kendisi bunun dışında bulunur. Bütün bireyler birbirine eşit olmayı, ama hepsi de bir önder tarafından yönetilmeyi ister.
Okumak önemli demek :)
Vardığımız sonuçlara göre nevroz bir çeşit bilgisizliğin, bilinmesi gereken düşünce süreçlerinin bilinmemesinin sonucudur. Bu, Sokrat'ın, kötülüğün bile bilgisizlikten doğduğu, doktrinine pek yaklaşmaktadır.
Sevgim, üzerinde hiç düşünmeksizin boşa harcayarak çar çur edemeyeceğim kadar değerli bir şeydir benim için. Yerine getirilmesi için fedakarlıkta bulmaya hazır olmam gerekecek görevler yükler bana. Şayet ben birini seversem onun, bunu, bir şekilde hak ediyor olması şart.
Bastırılmış ögelerin ayaklanmasından duyulan korku, onu, en sert ihtiyatı tedbirleri almaya iter.
Reklam
Hoşa gitmeyen bir metnin okunması gerekiyorsa, başvurulacak bir analiz, metni yadsımaya yönelik yoğun bir isteğin onun değiştirilmesine yol açtığını açığa vuracaktır.
Sayfa 101 - Say Yayınları
“İnsanlar sonsuza dek çocuk kalamazlar; eninde sonunda "zalim yaşam"ın içine girmelidirler. Buna "gerçeğin öğrenilmesi" adını verebiliriz. Kitabımın biricik amacının, dikkatleri bu ileri adıma çekmek olduğunu size itiraf etmem gerekir mi acaba?”
Sayfa 46 - Ezr Yayıncılık
Görmeye gözleri, duymaya kulakları olan, kendini hiçbir faninin sır tutamayacağına inandırabilir. İnsanın dudakları sessizse parmak uçlarıyla konuşur; sözleri her gözeneğinden sızar. -Sigmund Freud, Psikanalize Giriş Dersleri
Kazara gerçekleşen bir sakarlık ve devinimsel yetersizliğin arkasında kişinin kendi bütünlüğüne ve yaşamına karşı duyduğu öfke gizli olabiliyorsa,insanların yaşamlarını ve sağlıklarını ciddi olarak tehlikeye sokan yanlışlıklar hakkında da aynı şeyi düşünebiliriz.
Reklam
Kirli düşünceler içinde olan insanların sıklıkla uyguladığı,sözcüklerin ve cümlelerin çarpıtılmasının,bozulmaya uğratılmasının tek bir sebebi vardır;bu kişilerin istediği tek şey,konuşulması yasak olan konulara değinmek için masum fırsatlardan yararlanmaktır.
Tek bireydeki gibi tüm insanlığın gelişiminde de yalnızca sevgi uygarlık üreticisi etken rolünü oynamış ve bencillikten özgeciliğe dönüşüm sürecini yaratmıştır.
Sigmund Freud sevgiden çok korkuyordu; o kendi bastırılmış sevgisinden korkuyordu. O bir şekilde müdahil olmaktan, bazı karışıklıklardan korkuyordu. O sadece dışarıda kalmak istiyordu, o kişiyle alakası olsun istemiyordu. Onun iç dünyasının parçası olmak, onun derin sularına girmek değil sadece bilimsel bir gözlemci, uzakta, ayrı, soğuk, mesafeli kalmak istiyordu. O psikanalizi sanki bir bilimmiş gibi yaratmak istedi. O bir bilim değildir ve o asla bir bilim olmayacaktır. O bir sanattır ve o sevgiye mantıktan çok daha yakındır.
“İnsanlara yavaş yavaş inanmamayı, güvenmemeyi, sevmemeyi, kronik şüpheci olmayı öğrenir. Bu gerçekleştiğinde artık ne yazıktır çok geçtir. İnsanların “tecrübe” dedikleri budur. Kalbiyle bağlantısını kaybetmiş bir insana tecrübeli denir…✨” Sigmund Freud
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.