youtu.be/anOSJurFzsg?si=...
🎼
"Ya bu denizin tuzu
Ya bu martılar, ya bu vapurlar, ya bu yaşanmış yıllar
Düşünüze hiç girmez mi İstanbul
Ya bu yıldızlarda ışık, ya düşleriniz, ya geçmiş
Ya bu mavi ya bu koku, ya bu bahar
Anılara hiç sığar mı İstanbul?
Ya bu rüzgârın dilinde eski şarkılar, eski şarkılar
Aman aman aman aman yâr..."
Osman Balcıgil üslup çabası olmayan ve üslup çabasının yarardan çok zarar getirdiğini düşünen bir yazar. Kitaplarında gerçekten de bir edebî kaygı görmüyoruz, onun asıl kaygısı tarihe ışık tutmak.. Altbilgiyi sık kullanarak gerçeklikten kopmanıza engel oluyor, hem bir kurguyu hem de tarihin kokusunu içinize çekiyorsunuz. Kitap üstelik çok akıcı bir dille yazılmış, diğer kitapları keza öyle..
Ülkeyi 6-7 Eylül Olaylarına kadar getiren 1950-55 yılları arası siyasi gelişmeleri, dönemin önemli kişilerini ve gelişen olaylara etkisini okuyoruz.. Tabi satır aralarında Yorgo ve Suzan’ın aşkını da… Okurken içimden ‘keşke sonu böyle olmasaydı’ diyip durdum.. Ve tabi ki gözyaşlarının eksik olmadığı bir sonla bitiyor..
Ezginin Günlüğünün ‘Signomi ‘ adlı bir şarkısı var bilenleriniz vardır.. Yunanca ‘özür dilerim’ demek.. 6-7 Eylül sonrası ‘yurdunu’ terkedip gitmek zorunda kalan Rumlar için yazılmış bu şarkı..
“Kaç kara eylül geçti dönmedin geri, dönmedin geri
Utanıyor şimdi bak rüzgarlar bile, rüzgarlar bile..”
Okuyunuz efendim, saygılar…
En Hüzünlü EylülOsman Balcıgil · Destek Yayınları · 20202,511 okunma