Ey televizyondaki adam, ey Youtube vaizi.Bak bu kadın sizden gelen sihâm-ı kaza yüzünden, ruhu kevgir gibi olmuş ağlıyor.İnsanı yüceltmiyorsanız bari alçaltmayın.Ya hayır söyleyin ya da susun.
Ey dil hele âlemde bir âdem yoğ imiş
Vâr ise de ehl-i dile mahrem yoğ imiş
Gam çekme hakîkatde eğer ârif isen
Farz eyle ki el'ân yine âlem yoğ imiş
Ey gönül! Hele şu dünyada adam gibi bir adam yokmuş.
Var ise de gönülden anlayan bir sırdaş bulunmuyormuş.
Eğer bilge isen, şu dünya için asla gam çekme
ve tut ki dünya diye bir şey de zaten yok imiş.
Türk edebiyatı tarihinde sivri dilinin bedelini ağır biçimde ödeyen şairlerin en meşhuru da Nef’i’ dir.
Övgü ve yergilerinde sınır tanımayan Nef’i; yaşadığı devirde şahit olduğu yolsuzluk, rüşvet ve ahlaksızlığa göz yuman liyakatsiz yöneticilerin idare ettiği devlet çarkının iyice bozulması karşısında; “Siham-ı Kaza” (kaza oku) dediği hiciv oklarını saplamıştır.
Nef’i yazdıklarıyla o kadar çok düşman edinmiştir ki IV. Murat’ın emriyle odunlukta boğdurularak hayatını kaybetmiştir. Cesedi bir çuval içinde, Sarayburnu’ndan denize atılıp balıklara yem edildiği için bir kabri bile yoktur.