"Allah'ım, gücümün zayıflığından, çaresizliğimden ve insanların yanında değersizliğimizden sana şikayet ederim. Ey merhamet edenlerin en merhametlisi, sen zayıfların Rabbisin. Sen benim Rabbimsin. Beni kime bırakıyorsun? Bana surat asacak yabancıya mı, yoksa işime sahip olan düşmanıma mı? Eğer bana gazap etmedinse gerisi boştur. Ancak senden sıhhat ve afiyet isterim. Gazabının inmesinden yahut öfkene maruz kalmaktan karanlığı aydınlatan ve dünya ve ahiret işlerini düzelten nuruna sığınırım. Güç ve kuvvet ancak seninledir. "
Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi
Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi
Muhibbi (Kanun! Sultan Süleyman)
İnsanlık âlemine sultan olmak kadar değerli
bir nesne daha yoktur. Ama o da dünyada bir
nefes-çik sıhhate değmez
Halbuki ne oldu sonra? Hepsi birer ikişer sapır sapır dökülmediler mi? Dünya durdukça durur sandıkları o saltanat da, şatafat da, sıhhat da, her ne var ise, kafesten uçan bir kuş misali, ellerinden uçup gitmedi mi?