“Ne zaman su yüzüne çıkacağı belli olmayan yeteneklerimize hakim olabilmemiz öylesine zordur ki çoğu zaman edindiğimiz başarılar dışsal bir gücün hediyeleriymiş gibi gelir bize. Yaşamlarımızın akışı ve sahip olduğumuz şeylere para yetiştirme yetimiz, hep bu bir belirip bir kaybolan, ele avuca gelmeyen dış güçlerin elindedir.
Bu gelgeç gönüllü, bizi strese sokan yeteneklerimizle olan ilişkimizi en iyi resmeden imge, antik Yunanlıların bulduğu Musalar imgesidir. Yunan mitolojisine göre dokuz Musa vardır, bunlar bizi yetenekli kılan esin perileridir. Her bir Musanın yetki alanı (denetledikleri ve bahşettikleri yetenek türleri) ayrıdır. Musaların yetki alanları; epik şiir, tarih, lirik şiir, müzik, tragedya, korolu şiir, dans, komedya ve gökbilimdir. Bu alanların herhangi birinde başarı elde etmiş kişilerin unutmamaları gerekir ki sahip oldukları yetenekler tümüyle onlara ait değildir; eğer bu kolayca incinebilen esin perileri fikir değiştirecek olursa, kişinin keyfini sürdüğü yetenekler bir hamlede uçup gidebilir.”
Rengini dünyaya ilk defa sunan
Adsız bir çiçek gibi parlıyorsa gözlerim
Sevgilim
Bana "sen bir şairsin" dediğin zaman.
Yalnız sana yazıyorum bu şiiri
İstersen bir şiir gibi okuma
Çünkü her yıl yeniden yazacağım onu
Soğuklar başlayınca havalanıp
Millerce yol katettikten sonra
Güneyi tadan bir kuşun sevinciyle.
Ve yazmış olacağım bir de
Her dönemde her çağda
Sevdanın kendine özgü diliyle