Merhabalar kitapsevenherkes ailesi bugün size tarihi bir kurgu sevenler için harika bir öneri ile geldim. Beşir Ayvazoğlun'dan Çiçek hanımın hikayeleri
Bilirsiniz ki dünya kuruldu kurulalı kim bilir kaç iktidar namzeti, uğruna mücadele verdiği, kan döktüğü tahta oturamadan öte aleme göç etti.
Bu kitabın konuda da işte tam bu mücadelelerden
İncelememe kitabın cismani özelliklerini anlatarak başlamak istiyorum; Türkiye Diyanet Vakfı’nın neşretmiş olduğu ansiklopedik formattaki ‘’Safahat’’ kitabı 4 ana bölümden oluşmaktadır; 1. Bölümde (Giriş Bölümü) Milli Şairimizin hayatı, eserleri, sanat anlayışı ve güzel ahlakı anlatılmıştır. 2. Bölümde 7 kitaptan oluşan (Birinci Kitap, İkinci
(Aşağıdaki taşlama, millet adına
yabancılardan aldıkları borç paraları bile
yine milletten çalan devlet hırsızlarından
birinin ağzı ile söylenmiştir.)
***
Kahpe dünya böyledir, insan doymadan gider
Göz açıp kapamadan bakarsın, insan gider
Bazısı insan gelir, dönüşte hayvan gider
*
Sırıtmama bakma sen, içerimden kan gider
Çalalım, oynayalım, battı
ATSIZ'DA DİL VE EDEBİYAT
Dil: Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunu olan ve bitirme tezini, Osmanlı döneminde sade Türkçe akımının öncülerinden Edirneli Nazmi'nin Dîvân-ı Türkî-i Basît'i üzerinde yapan Atsız'ın dil konusundan uzak kalmayacağı ve bu konuya sık sık temas edeceği açıktır. Onun, Türkçe konusundaki düşüncelerine
Uyar, Tanzimat dönemi şairlerinin Batı’yı görüp, Batı şiirini birden alarak aslında köksüz bir şiir oluşturduklarını savunuyor. Namık Kemal ve o dönemin diğer şairleri için yaptığı bu eleştiri, dönemin Batılılaşma hareketlerinin şiir üzerindeki etkisini anlamak açısından önemli. Tanzimat şairlerinin, Batı’yı sadece yüzeysel bir şekilde taklit
Genç şairimizin ilk şiir kitabına hayran kalmıştım-
Bu Gece Perilere İnan , açıkcası bu kitabın da şiir üzerine olacağını düşündüm, ama deneme tarzındaymış. Oldukça başarılı ve akıcı bir kitap. Küçük Iskender tarzını sevenlerin çok hoşuna gideceği kesin. İnce detaylar, espiriler kitabı daha okunur yapıyor. Şu an içimde olan buhranı da varsayarsak, oldukça bana hitap eden, düşüncelerimi ifade eden bir kital oldu benim için. Devamını bekliyoruz mehm
Atsız'ın Kalem Kavgaları ve Kalem Kavgalarında Atsız Üslubu
1930'lardaki kalem kavgaları: Atsız, kalem kavgalarıyla da tanınmış bir isimdir. Onun deyişiyle "mürekkepli kalem tartışmaları” ilk yazı hayatından vefatına kadar sürer. Bu tabiri Atsız, 1956 yılında Ocak gazetesinde yazdığı "Bir Felsefe Öğretmeninin Yanlışları"
ATSIZ'DA TURAN TURANCILIK: Türkçülüğün ikinci kanadı Turancılıktır. Irkçılık, Türkçülüğün "iç davası", Turancılık ise "dış davası"dır. Atsız'a göre Turancılık "Türk Birliği"dir. Daha 1934 yılında yazdığı "Yirminci Asırda Türk Meselesi” başlıklı yazının birincisi "Türk Birliği" adını taşır. Ona
mâdemki bu âlem onun mesut olmasına mâni olmuştur, devam etmesine ne lüzum var? yok olsa daha iyi olur!
başka bir beyitte "yokluk gecesi binbir şey doğurduğu hâlde, kendi istek yıldızının feleğin ufuklarından bir türlü doğmadığını" söylüyor.
YARIDA KALAN EDEBİYAT TARİHİ
Atsız'ın dil, tarih ve edebiyat çalışmaları iç içe geçmiştir. Daha 1933-1934 yıllarında Orhun dergisinde yayımlamaya başladığı Köktürk ve Uygur dönemlerine ait metinlerin aktarmaları, aynı zamanda edebiyat tarihini de ilgilendirmektedir. Bitirme tezine dayanan ve yine Orhun dergisinde yayımlanan Edirneli