“Dünya dediğin camda bulanık bir imgeden başka nedir ki ! Lekeli, çok lekeli, hiçlik üzerine uzun bir şiir…
Benim gibi dâhi bir katil bile adam öldürmeyi bırakıyor, o ise şu kadarcık kabiliyetiyle hâlâ şiir yazıyor. Utanmaz!
Reklam
Son otuz-kırk yıllık Türk şiiri için acımasız, doğrucu, gerçekten şiirden anlayan, yansız, namuslu, özel ilişkileri düşünmeyen çok kıyıcı bir eleştirmene gereksinme var ki bütün bu kalpazanların, şiir kalpazanlarının ipliğini pazara çıkarsın...
Sayfa 294Kitabı okudu
Lady Chatterley'in Sevgilisi
Yaşamın kimi öyle nimetleri var ki -yazın, roman ve şiir ve genel olarak sanat da bu nimetlerin en güzellerinden- onların tastamam beğenisine ulaşmak, tadına varmak için deneyimler birikimi, yani yaşlanmak gerekiyor. Suyun tadını bile gençliğimden daha çok alıyorum şimdi. Cinsel ilişki gençliğimde salt bir boşalımdı; yaşlandıkça yaşamı yaşam yapan bütün herşeyin tadına daha çok varılabiliyor. Yoksa tat herşey biterken mi başlıyor? Belki de... Güç azalıp istek artınca mı? Belki de... Yiterken mi değerini anlıyoruz yaşamın, herşey gibi? Belki de... Ama bunları, özellikle cinsel istekteki dokunuyu, değiniyi D. H. Lawrence gençken, kırk yaşında anlamış.
Sayfa 203Kitabı okudu
"Bunlar içinde benim ihtiyacım olan cümleler yoktu. O yüzden şiir okumaya başladım."
Herşey, her küçük izlenim, her küçücük anı şiir midir? Şiir olabilir; ama onu şiir yapmalı, şiirleştirmeli. Burda o şiir yok ki... Bir küçücük önemsiz duygulanma, ama şairin duygulanması! Şair, duygulanmasına bizi ortak edemiyor. Öyle bir önemsiz duygulanma ki, ne derinliği ne genişliği var.
Sayfa 183Kitabı okudu
Reklam
407 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.