Ben bir harp esiriyim
Korku, tehdit, sefalet var
Bu şehrin havasında,
Bu şehrin mahzenleri
İrin kokar, kan kokar
Şehrin mahzenlerinde
Cinayet var, ölüm var.
Eşgali bulunamayan düşünceler
Mazgal karası dilime eşlik etmekten hicap duymakta
Cinayet mahali karışık ve kalabalık
İzler beni sana getirmiş lakin aklım bulanık
Yalnızlığın başkentinde girdap sarısı bakışlarım
Mahvolmaya hazır eda saçan tavırlarım
Ceplerimde birkaç delik ve matruşkalarım
Nerelere konuşlanmış
Sevda kurşunuyla nerede vurulmuş da haberim olmamış....
22/4/2024
Pınar PEKĞÖZ
Sevişmek bir zevktir,
Ama ayrılmak acı.
Yalancı bir sevgiliyse,
Hırsızdan yakıcı.
Hırsız seni soyar,
Nen varsa alır gider.
Yalancı bir sevgiliyse,
Mezara terk eder.
Martin’i en derinden etkileyen şey bütün bilgilerin birbiriyle ilintili olmasıydı. Uzayın derinliklerindeki en ücra yıldızdan insanın ayağının altındaki kum taneciklerindeki sayısız atoma kadar her şey birbiriyle bağıntılıydı. Birbiriyle en uyumsuz şeylerin listesini yaptı ve onların arasında bir ilişki kuruncaya kadar mutsuz mutsuz dolaştı: aşk, şiir, deprem, yangın, çıngıraklı yılan, gökkuşağı, değerli taşlar, hilkat garibeleri, günbatımı, aslanların kükremesi, gazlı aydınlatma, yamyamlık, güzellik, cinayet, sevgililer, manivelanın dayanağı ve tütün. Sonunda bütün evreni birleştirmiş, avucuna almış, ona bakıyordu; gizemlerin arasında korkudan ne yapacağını şaşırmış halde, bilmediği bir hedefe varmak için koşuşturan dehşete düşmüş bir gezgin olarak değil; gözlemleyerek, çözerek ve öğrenilmesi gereken her şeye aşina olarak evrenin dar sokaklarında, sapa yollarında ve ormanlarında dolaşıyordu. Daha çok öğrendikçe evrene, hayata ve bütün bunların ortasında kendi hayatına daha çok hayran oluyordu.
Sayfa 126 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
İnsanlar,
İnsanların alt tabakası
Ümitsiz, kırgın ve şaşkın
Cesetlerinin uğursuz yükü altında
Gurbetten gurbete koşuyordu
Ve acı dolu cinayet arzusu
Ellerinde kabarıyordu
aşksızlığım küçültüyor beni
korkum ve çirkinliğim utandırıyor beni
gecikilmiş bir aşkı yaşamaya
cinayet tek kurtuluşsa bir yanlışlıktan
önce acıya direnmeyi öğrenmeliyim
Gidenler nerde kaldılar, özledim gülüşlerini
Bir kenti güzelleştiren yalnız onlardı sanki
Onlardı çocuklara ve aşka ölesiye bağlanan
Kadınları güzelleştiren herhalde onlardı
"Tükürsem cinayet sayılır" diyordu birisi
Tükürsek cinayet sayılıyor artık
Ama nerede kaldılar, özledim gülüşlerini onların
Sana öldürmeyi kim öğretti?
İlk olarak bundan birkaç ay önce sürekli keşfetimde karşıma çıktığı için aldığım bir eserdi. Içeriğini hiç dikkat etmemiştim ama cinayet içeren bir kitap olduğunu sandım. Şiir kitabı çıktı.
Bir kitaplarını seçici bir insandır
Çünkü hepsi bana hitap etmez ve bu yüzden hayal kırıklığına uğrarım genelde. Neyse ki bu
Başkaları sana bağırmışçasına
kendi sesinden başın ağrıyor,
yoruluyorsun yaptığın hareketlerden.
Gerçi kendi başınasın burada
ama kendin olamıyorsun
olamıyorsun başkası da. This or that,
suicide is inevitable for a poet*
ve imkanı yok aydınlatmanın
her ölüm cinayet.
*Şöyle ya da böyle, intihar kaçınılmaz bir şair içinKitabı okudu
Uzun bir yol
Bin adım
Bir adam
Uzun uzadıya gidilen şiirlerde
Resmiyetini kaybetmiş bir aşkın nişanesi
Kapı aralığından sızan kelimeler
Toparlanıp gitmeye meyilli bir yüreği durdurma telaşesindeler
Açık denizler düşünürdüm beynimdeki korsanlardan önce
bazı kelimelerin eti yenmez bazı yerlere hiç gidilmezdi bindiğin dalı değil, ne kestiğini bilmekti şiir, öğrendim dünyaya ilk dokunuş ateşe dokunmak kadar tehlikeliydi
Bir imtinadayım fakat kitaplar niçin serbest
en iyi mısraı hiç yazılmayacak şiire mi saklayayım
ölüm bile dökümlü durmuyorsa dilimde artık
sorabilirsin, aşkın insanı korkutan dizeleri kaldı mı yoksa her an cinayet süsü verilmiş bir kaza
her an dostoyevski romanlarından çıkmış bir dünya
kılı kırk yarmak, kırk ölçüp bir biçmek, şair farkı
Artık yaşamak şiir yazmaya ikna ederse beni
ben de ikna edebilirim yaşamak hususunda her şairi bir ölünün ilk gecesi kadar yorgun ve acemi
şimdi söyleyemezsen bir daha söyleyemezsin
kelimeleri tut kalbini tut kendini unut
madem kalp krizi de affetmiyor kalbi temizleri
öyleyse benimle bir daha tekrar et, bir daha: şiir evet
Bu zamana kadar cinayet işlemediysem ne mutlu,
Bakıyorum israfı bal eden çok,
Başkasının israfını yiyen bol.
Deli oluyorum birini vurmak üzere,
Akşamı getirdim çok şükür.
Ömrüm biraz daha tükenmek üzere,
Kibirimi yuta yuta kilo aldım.
İçinde patlıyor şehir kalabalığı,
İçinde yaşıyor dünyasını.
Darmadağın olmuş,
Hep kafayı yemiş durduk yere,
Vallah elimden cinayet gelir.
Tırnaklarıma kadar doluştu öfkeler,
Şeytan benden ders almak üzere.
Anlayın işte takatim kalmadı,
Bu sahte ve yavan toplumun içine.
Canım sıkıldı keseceğim birini.
Susmayan anonslar,
Gereksiz havalar.
Millet uyuşuk uyanır her güne destursuz,
Küfürler bile yakışmaz,
İşte anla tam belasını arıyorlar.
Saçma sapan hayaller içindeler,
Kurguları alır başını divane.
Şaşırmışlar bir hâlde,
Direnemiyorum bir kaza gelir elimden,
İşte anla aptal yuvası kaynar durduk yere.
AYKUT BARIŞ ÇELİK