Düşünmek, bir dünya yaratmak istemektir her şeyden önce (ya da kendi dünyasını sınırlandırmaktır, bu da aynı kapıya çıkar). Özlemine göre bir uzlaşma alanı, ussal dayanaklarla sarılı ya da dayanılmaz koşuyu çözümlemeyi sağlayacak örneksemelerle aydınlanmış bir evren bulmak üzere, insanı deneyiminden ayıran temel uymazlıktan yola çıkmaktır. Filozof, Kant bile olsa, yaratıcıdır. Kişileri, simgeleri ve gizli eylemi vardır. Sonuçları vardır. Buna karşılık, görünüşler ne olursa olsun, romanın şiiri ve denemeyi geride bırakması sanatın daha geniş bir biçimde düşünselleştirilmesinin göstergesidir. Yanlış anlaşılmasın, her şeyden önce en büyükleri söz konusu. Bir türün verimliliği ve büyüklüğü çoğu zaman o tür içinde yazılmış süprüntülerle ölçülür. Kötü romanların sayısı en iyilerin büyüklüğünü unutturmamalı. En iyiler evlerini kendileriyle birlikte taşır. Romanın kendi mantığı, kendi uslamlamaları, kendi sezgisi, kendi konutları vardır. Aydınlık istemleri de vardır.