Sokrates'in Savunması, küçükken kötü bir yayından okuduğum beni üzen bir hikaye idi. Şimdi, bambaşka bir manifesto. Pek çok konuda Sokrates'e katılmasam ve rasyonalizmi benimsemesem de, esasen buradaki mevzu More'daki gibi 'ifade özgürlüğü' dür. Pek çok kişinin sevdiği filozof, sorgulamalarının sonucunda her devirde filozofların karşılaştığı üzere dinsizlikle suçlandı. Ama Nazım'ın dediği gibi "dönemin adalet bakanını bilmesek de" düşüncesini uğruna ölen kişiyi seven sevmeyen de unutmuyor. Sebebi çok açık : düşünce uğruna ölmek, herkesin başına gelebilecek bir durum.
Kitap 4 kitabın bir araya getirilmesinden oluşuyor. Davanın öncesinden savunmaya,oradan mahkumiyet ve ölüme kadar geçen süreçleri anlatan bu kitapların bir arada olması okuyucu açısından çok daha sağlıklı.
Hukukçuların klasiklerinden ama, ben herkesin okuması gerektiğini biliyorum. Sokrates'in bu kadar yasa konusunda skolastik olması, onun mutlak iyiliğine hükmetmesi ise kendisine dayatılan bu tiranca suçlamanın yanında, onun kendi kendisinin de tiranı olmasına neden oluyor. Aklı mutlak bir hale getirmesi, düşüncelerini ancak retorikle açıklaması içi boş, üçüncü sınıf avukat savunmasına da benzetmiyor değil. Neyse, okunması gerekenlerden ve aradan çıktığı için memnunum.