"Herkes için ve hiç kimse için bir kitap!"
Böyle karşılıyor eser sizi.
Daha o an anlıyorsunuz içine atılacağınız maceranın hiç de kolay bir macera olmadığını...
Öncelikle şunu söylemek istiyorum. Eseri elinize alıp, okuyup bitireyim şeklinde başlamanız oldukça yanlış olacaktır. Bunu akıcı değil anlamında söylemiyorum kesinlikle.
Stefan Zweig'in ölmeden evvel yazdığı ve tamamlayamadigi tek kitabıdır. İnsan böyle bir eserin tamamlanmamasına üzülüyor tabi. Ama kitabın son sayfası bittiğinde hani bazı siirlerde olur ya şair son cümleyi eksik bırakır okur oraya kendi hissini koyup düşünsün diye bu kitapta öyle olmuş. İçerik olarak savaş karşıtı bir kitap. Gerçi Zweig okuyanlar bu karşıtlığı neredeyse tüm eserlerinden bilir. Bir kadın gözüyle anlatıldığı için de duygu yoğunluğu biraz daha fazla olmuş.
Keyifli okumalar diler, böyle güzel bir mecrayı bizlere sunduğu için 1K ekibine teşekkür ederim.
ClarissaStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201713.7k okunma
Herkese merhabalar. Öncelikle tüm okurlara şiir ve sanat dolu günler dilerim.
Yorucu geçmesine karşın fazlasıyla gururlu ve özel hissettiren iki imza gününün ardından, siz değerli okurlara kitabıma içkin bir inceleme yazısı kaleme almak istedim. Yazımı okuduktan sonra "Bir Sancının Panoraması" ve "Dünya Bulantısı" kitaplarıma
Öncelikle bir konuda dürüst olmalıyım. Ben günümüz şair ve şiirlerini okumakta çok zorlanan ve ön yargılı biriyim. Sırf sonunda kafiye olsun diye yazılmış ortaya bir şey çıkmayan satırlar, ya da melodisi tamamen şiirden uzak düz metini andıran şiirler, işin bu kısmı benim için bir tık önyargılı ve korkutucu açıkçası. Vahab bey benden şiirine bir göz atmamı istediğinde o yüzden bir tık emin olamamıştım ne yalan söyleyeyim. Ancak başına oturup sayfaları çevirmeye başladığımda, yüzüme gerçekten bir gülümseme geldi. Ardından bir rahatlama sonrasında da bir keyif hali. Gerçekten çok sevdim şiirlerini. Yeteri kadar melodi ve yeteri kadar anlam hatta daha fazlası. 2 şiir beni çok etkiledi gerçekten. Cemal Süreya Öldü ve Evrensel Ahlakı Reddettik. Şiirler yeryüzünde tanınma imkanı bulduğundan beri aşk ihanet güzellik vesaire hep ön planda olmuş ama benim için şiirlerde unuttuklarımızın hatırlanması ve bazı önemli eleştiriler gerçekten çok önemli. Cemal Süreya Öldü şiirini daha önce Orhan Veli'nin ölümü hakkında yazılan yazıya benzetsem de farklı oldukları da belli. Ve Cemal Süreya ya böyle bir kısım ayrılmış olması da beni çok mutlu etti. Günümüzde böyle kıymetli şairleri ve yazarları desteklemek de geleceğe bir şeyler bırakabilmek gibi geliyor bana açıkçası. Kaleminize sağlık, harika olmuş. Herkese öneririm, bir şans verin derim...
Okumayı denemek isteyenler için:
online.fliphtml5.com/pkgoq/yhgu/#p=1
Şiir KonçertosuVahap Bayrambeyli · Kişisel Yayın · 202339 okunma
Zübeyde Asya ' ya aittir.
VEDA
Adımın, aklında son kezi olamayacağını,
Şarkılarda, şiirlerde sözlerimi duyacağını,
Kasımı beklemeyi, ayrılığın bahara yakışmayacağını,
“O durmadan kaçıyor, sen ardından gitmiyorsan; o günün
her saatinde saklanıyor, sen yollara düşüp deli divane aramıyorsan; o sana acıların en büyüğünü tattırıyor, sen bundan en yüce hazzı duymuyorsan;
Okuduğun kitapta, mırıldandığın şarkıda, söylediğin şiirde, gördüğün
rüyada ve yaşaman için ciğerlerine doldurduğun havada o yoksa;
Sabahları onu görünceye kadar güneş doğmuyorsa ve onsuz gökyüzü geceleri aya, yıldızlara hasret değilse;
O olmadığı zamanlar kalabalık içinde bile onsuz olmaktan gelen derin yalnızlığı duymuyorsan,
Sokakta gördüğün her yüzde ondan bir şeyler aramıyorsan, güzel bir manzara, hüzünlü bir musiki onu hatırlatmıyorsa, uykudan uyandığın zaman yaşamakta olduğundan önce onu hatırlamıyorsan ‘sevmiyorsun’ demektir..
Yok, o senin için her şeyden değerliyse, gözünü yumduğun
anda onu görebiliyorsan, o bütün şarkılarda, bütün şiirlerde, bütün resimlerde ise; ona muhtaç olduğunu söylemekten utanmıyorsan,
Onun için her şeyi, ama her şeyi yapacak gücü kendinde buluyorsan, her hali sana ayrı ayrı güzel geliyorsa, karşısında kendini bir çocuk gibi hissediyorsan;
Bir dua gibi adını söyleyebiliyorsan, senin sevginde azalma olmayacaksa ve ölünceye kadar onu aşkların en ölümsüzü ile sevebileceksen; işte o zaman onu ‘seviyorsun’ demektir.”
Bir kitabın ismi ruhunuza, benliğinize ne denli hitap edebilirse, bu kitap da öyle.Zaman bir şekilde geçiyor, öyle ya da böyle. İstesek de istemesek de, an geçiyor. Kimi zaman bir dakika gibi geliyor aylar, kimi zamansa bir dakika bir ay gibi geliyor kendimize. Zaman gidiyor, mekanlara dokunuyor, mekanlar değişiyor, mekanlar aslında konuşuyor… Zaman ve mekan arasındaki ilişkiyi görüyoruz bu kitabın sayfalarında. Berger’in hayatındaki kişilerde, yaşadığı mekanlarda, baktığı yerlerde geçiyor zaman, mekan ile birlikte satırlarda buluşuyor. Yazarın yaşama dair en yoğun hislerini bu kitaptaki deneme ve şiirlerde görmek mümkün. Umut dolu kitaplara, keyifli okumalar...