Şiir Sandığı

Şiir Sandığı
@siirsandigi
Güncel Şiir Paylaşımlarından haberdar olmak ve şiir paylaşımı yaptırmak için youtube kanalımıza abone olmayı unutmayınız!
Gömleğin tüm düğmelerini yanlış iliklemek gibidir, bazı insanları sevmek. En başından beri yanlış yaptığını, sonuna gelmeden anlayamıyorsun.
Reklam
Neyse ki yarın var, Umutların en sevdiği gün.
Bir dağ başı yalnızlığı yaşıyorum yeniden Dağ başı yalnızlığı ölümden beter. Hiç kimse aramasa, sormasa beni Sen gelsen yeter.

Reader Follow Recommendations

See All
Kuş uçmaz, kervan geçmez bir yerdesin. Su olsan kimse içmez, Yol olsan kimse geçmez, Elin adamı ne anlar senden?
Her şeyi zamana bıraktık. Zamanımız var mı bilmeden. Özdemir Asaf, Şiir Sandığı
Reklam
Bir gün duysan bittiğimi, tükendiğimi, Çıkıp gelsen uzaklardan korkulu ürkek. Bir incecik dal gibi üzerime titreyerek, Eğilsen yeter..
Bir kalp yangınından geriye kalan Siyah gözlerine beni de götür. Artık bu yerlere sığamıyorum...
Seni unutacak ömrüm kalmadı. Bir soğuk zamanın akşamında, Dönüp yine sana başlıyorum.
Seni, anlatabilmek seni. İyi çocuklara, kahramanlara. Seni, anlatabilmek seni, Namussuza, haldan bilmez, Kahpe yalana...
Ne olur çekme ellerini karanlığımdan, bir sen kaldın dünyada güzel bildiğim.
Reklam
Düşmanı gösteriyorlar, ona saldırıyoruz. Siz gidin artık düşman dağıldı dedikleri anda anlaşılıyor, Baştan beri bütün yenik düşenlerle aynı kışlaktaymışız..
Seni unutacak ömrüm kalmadı Bir soğuk zamanın akşamında Dönüp yine sana başlıyorum.
Senin bu kadar mutlu olmana ancak, senden bir şey almaya hazırlandıkları zaman izin verirler.
Hastalıklarımızın en belalısı, bedenimizi sevmemek, küçük görmektir.
Reklam
Savaşla beraber doğduk; savaşla beraber ihtiyarladık. Korkarım ki savaşı miras aldığımız gibi, çocuklarımıza miras bırakacağız.
Herkes için paha biçilmez bir değer olan akıl, onlar için bir felâketti. Çıldırmaları en büyük nimetti; fakat kaderleri onlardan bunu da esirgiyor, sonlarının nasıl olacağını onlara gösteriyordu.
Pek sakin olmayan bir geceden sonra uyanınca hayatı biraz daha tatlı buldu. Hadiseler, gece vakti ve bir idare kandilinin ışığında konuşulduğu kadar ümitsiz ve korkunç değildi. Dışarıda ağaçların yapraklarını oynatarak esen bir sonbahar rüzgarı, bu ölüme mahkum yaprakları henüz koparamıyordu. Bu minimini yeşil mevcudiyetler bile içlerinde bu kadar kuvvetli bir mücadele ve mukavemet kabiliyeti taşırlarken, kendisinin karanlık düşüncülere dalması doğru olmazdı.
'Herkes kendi tanrısına, diğerlerinin dualarını susturması için yakarıyordu.'